Sakin,
huzurlu ve her mevsim gidilebilecek yerlerden Bartın'ın Amasra ilçesi, masmavi denizi, tertemiz havası ve eşsiz manzarasıyla Karadeniz'in incisi konumunda. 3 bin yıllık tarihi yarımada üzerine kurulu ilçe, doğal bir liman görevi de görüyor. Zaten Amasra'ya tepeden baktığınızda limanda sıra sıra dizili balıkçı teknelerini, kumsalı ve evleri görüyorsunuz. Bu manzara size bambaşka bir yere geldiğiniz izlenimi veriyor. Aklınıza 1460'ta Amasra'yı fetheden Fatih Sultan Mehmed'in ilçeyi gördüğünde hocasına dönerek: 'Lala, Lala, Çeşm-i Cihan bu mu ola?' sözü geliyor. Tepeden baktığınızda denize doğru uzanmış bir burun, burnun iki yanında doğal liman görevi gören iki koy ve bağımsız adalar göze çarpıyor. Tepeden inerken yemyeşil bir yoldan ilçeye ulaşılıyor. Sahildeki Deniz Feneri'nin yanından denize baktığınızda ise bir şaşkınlık sarıyor sizi. Çünkü Amasra'nın kıyısı yunusların geçiş noktası. Yunuslar o kadar yakın geçiyorlar ki, sanki geçişlerini seyrettiğinizi bilircesine sizi selamlıyorlar.
AMAZONLAR İLK SAHİBİ
Türkiye'nin ilk turizm kasabası unvanına sahip Amasra'da tarihte yolculuk yapma imkanınız da var. Çünkü iki saat içinde gezebileceğiniz bu şirin ilçenin kadim bir tarihi var. Amasra birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış bir yerleşke. Amasra'nın ilk sahibi Amazonlar olmuş. Sonra Fenikeliler, İyonyalılar, Akalar, Kayralılar, Persler, Amastris döneminden sonra Pontuslular, Romalılar, Bizanslılar, Osmanlılar bu şirin ilçeyi özenle korumuş. Amasra'nın geçmişten günümüze ulaşan eserleri de bu noktada önemli ve ilgi odağı. Tarihi ve doğal dokusu, dar sokakları, doğal limanı, sahili, denizi ve mimari yapıları gezilesi... Yüzde 90'ı sit alanı olan ilçede Amasra Kalesi içinde yer alan Cenevizlilerden kalma küçük kilise, Fatih Sultan Mehmed'in fethinden sonra Fatih Camii'ne çevrilmiş. Kale surlarının üzerinde geçmişten günümüze kalan birçok figür de bulunuyor. Roma döneminden kalma Kemere Köprüsü ise Sormagir mahallesi ile Boztepe-Zindan Mahallesi'ni birbirine bağlıyor. Köprüden geçip daracık sokaklarında gezinirken kendinizi tarihte yolculuğa çıkmış gibi hissediyorsunuz. Kaleye çıkıp baktığınızda ise tüm Amasra karşınıza çıkıyor.
BALIKÇILIK VE AHŞAP İŞÇİLİĞİ
Amasra'ya gitmişken eski bahriye okulunda hizmet veren Amasra Müzesi'ni de mutlaka ziyaret etmelisiniz; Roma, Bizans, Ceneviz, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait birçok heykel, seramik, sikke ve savaş aletlerini görmeden dönmeyin. Cenevizlilerin önemli liman kentlerinden olan ve eski bir balıkçı yerleşimi olan Amasra'da balıkçılık, tekne yapımı ve ahşap işçiliği ön planda. Kasabanın meşhur çarşısı Çekiciler Çarşısı'nda ise ahşap işçiliğinin binbir halini görüyorsunuz. Tezgahlarda el emeği göz nuruyla işlenmiş maket tekneler, kaseler ve mutfak eşyaları ziyaretçilerin satın alması için beklemede. Bu küçük ilçeden süs eşyası olarak ahşap işçiliğinin en güzel örneklerinden almadan dönülmez. Ayrıca tekne kiralayıp koyu turlarken Tavşanlı Adası'na uğramalısınız. Tur esnasında Küçük Liman'daki Direkli Kaya denilen basamakları kayaya oyulmuş ve mermeriyle ilgi odağı olan Kraliçe Amastris'in denize girdiği bölümü göreceksiniz. Amasra, her yönden gidilesi, görülesi ve huzuru yaşayası tarihi bir ilçe...
ŞİRİN PANSİYONLAR TEK KİŞİLİK ODALAR
Bu şahane liman kasabasında kalacak yer sorunu yaşamak istemiyorsanız, özellikle yaz aylarında önceden rezervasyon yapmanızda fayda var. İster otel ister pansiyon isterseniz de ev odalarında kalma imkanı bulunuyor. Kumsala yakın pansiyonları tercih ederseniz, geceleri tertemiz kumsalında gezinti yapıp sakin bir ortamda yürümeden uyumayın! Amasra'nın geceleri de bir başka güzel çünkü.
NEFİS YEREL REÇELLERİNDEN TADIN
Tekne turunun ardından yerel lezzetleri tatmamak olmaz. Amasra'da yemek denince elbette akla ilk önce balık ve deniz ürünleri geliyor. Balıkçıların tuttuğu taptaze balıkların tadını da sahil boyunca yer alan balıkçı lokantalarında çıkarabilirsiniz. Ayrıca balığın yanında sunulan salataları da ayrı bir lezzet sunuyor. Yöresel otlarla hazırlanan çeşit çeşit salataların ve mezelerin tadı damağınızda kalacak. Yok eğer balık ve deniz ürünlerini tercih etmiyorsanız, farklı lokantalardan yöresel yemekleri deneyebilirsiniz. Özellikle mısırlı fasulye çorbası ve pirinçli mantının lezzetini kaçırmayın! Yöre halkının yaptığı ev reçelleri, yağ ve peynirden satın alıp güzel bir kahvaltı da yapabilirsiniz.
BURALARA DA GİDİN!
Amasra turizm açısından da oldukça ilgi gören bir bölge. İlçeye gittiğinizde görmeniz gereken tarihi kalıntılar arasında Osmanlı Hamamı, Bedesten Anıtı, Küçük Kilise, Kuş Kayası Yol Anıtı, Cenova Şatosu da var. Ayrıca Amasra'ya gitmişken gezi listenize Gürcüoluk mağarasını, Göldere Şelalesi'ni de ekleyebilirsiniz. Amasra Çekiciler Çarşısı dışında Amasra Galla Pazarı'ndan da geleneksel hale gelen ve sadece salı ve cuma günleri yöre kadınlarının ürettiklerinin sergilendiği ve satıldığı pazara uğrayıp alışveriş yapılabilirsiniz. Piknik için ilçenin yakın mevkilerinde bulunan, doğal güzelliklerle bezeli mesire yerlerinde piknik keyfini yaşayabilirsiniz. Güzelcehisar Koyu ise Karadeniz'in en güzel sahillerinden biri. Doğal Sit Alanı olarak ilan edilen, ince bir kumsala sahip olan plaja çevre yerlerden gelenler çok.