Beyrut
şimdi çok popüler, İstanbul'da sorduğunuz adrese kemkümleyip, Beyrut'ta iyi humusçu tarif edebilecek dolu insan türedi. Neyse ne, türesin de zaten. Savaştan ağzı değil ciğeri yanmış bir millet, üstelik çok da güzel, çok da akıllı, kafası çalışan, iyi yürekli bir millet, turizmden kazanmasın da neyden kazansın. Mevzu o değil yani. Ama bundan çok değil, beş yıl evvel Beyrut'a gidiyorum deseniz, gözlerini kocaman açıp şaşıran, laf arasında helallik almaya çalışan eş dost sayısı hiç de az değildi. Beyrut hep korkutucu bir yerdi çünkü. Ortadoğu'nun Paris'i marisi hikaye, sokaklarında kalaşnikoflu askerler dolanıyordu, hep olağanüstü hal, hep teyakkuz, hep bomba... Şimdi de durum çok farklı değil aslında. O silahlı askerlere bakarak kahve içeceksiniz, humus kaşıklayacaksınız, müzik dinlemeye gideceksiniz, plaja ineceksiniz, mecbur. Tabii ki humus da yiyin Beyrut'a gidince. Zaten gittiğiniz tüm lokantalarda istemeseniz de önünüze getiriyorlar. Humus, tabule ve fettuş ileri üçlüsüyle saldırıyorlar, gol yememek mümkün değil, Ayrıca içli köfte de tadın. (Etsiz çeşitleri de var, patatesli, pancarlı...) Denize de girin, severseniz nargile de fokurdatın. (Ballı. Yanında da çiğ bakla sipariş edin) Sokaklarda yürüyün geceleri (nefis esiyor, olmayanı da romantikleştiriyor) ama Beyrut gezinizde müziğe ayrı bir yer ayırın.
MÜZİK CIVILDIYOR
Burası savaş görmüş çocukların, çok içli ama bir yandan da çok umutlu müzikler yaptıkları, gençlerin aşk, para, gelecek, aile, iş, dünya, politika, yemek, coğrafya üstüne çok güzel şarkılar yaptıkları bir yer. Belki çoğunu duymuşsunuzdur ama ben birkaçını sayayım. Tuhaf da bir şey yapıp, Beyrut'ta yaşayan, Beyrut'ta üreten ama aslında Suriyeli bir grup olan Khebez Dawle'den başlayayım. Mesela en ünlü şarkıları
Ayesh. Arapça'da Ayesh 'hayatta kalmak' manasına geliyor. Kötü bir çeviriyle 'canlı' diyeyim. Onca bombadan, kurşundan, acıdan sonra yaşamanın nasıl bir his olduğunu anlatıyor. Suriyeli pek çok müzisyen Beyrut'a sığınmış durumda bu ara. Ve Beyrut'un zaten çok acayip olan müzik piyasası tabii iyicene cıvıldıyor. İlhamını Fairuz'dan, ve oğlu Ziad Rahbani'den alan pek çok grup, müzisyen ve DJ var Beyrut'ta. El Rass ve Munma Tanya Traboulsi mesela, Zeid Hamdan, Yasmine Hamdan, Mashrou' Leila, Khat Thaleth, DJ Spindle, Rami Obeid, Slutterhouse... Bunlar, yüzlerce müzisyen ve DJ'den birkaçı... Hepsi çok acayip işler yapıyorlar, insanı heyecanlandıran, umutlandıran, capcanlı bir müzik. Peşine düşün. Tamam humus da yiyin ama hakikaten bu kez yediğiniz içtiğiniz size kalsın, Beyrut'tan bir bavul müzikle dönün, bir de takatiniz, ilginiz varsa bir araştırıverin, neler oluyor Beyrut müzik sahnesinde, neler olacak? Ben çok merak ediyorum. Tam şu an Khat Thaleth Munaqresh/ Dub Snakkr'dan
Touffar'ı dinliyorum. Tavsiye ederim. İyi Beyrutlar olsun.