Atıl Kutoğlu (Moda tasarımcısı)
İstanbul
Alman Lisesi'ni bitirirken kara kara düşünmüştüm, "Üniversiteye Amerika'ya mı gitsem yoksa Viyana'ya mı?" diye. Sonra Viyana, hem önemli bir sanat şehri olduğu için, hem de yakınlığından dolayı beni cezbetmişti, oraya karar vermiştim. İyi ki de vermişim. Bugün Viyana'yla aramda yıllardır süregelen büyük bir aşk var. Moda kariyerimin başlangıcındaki müthiş hikayem, dönemin Viyana Belediye Başkanı Helmut Zilk'e üniversiteye giderken tramvayda rastlamam, kendisinden destek istemem ve kendisinin ilk defileme destek vermesi dün gibi gözümün önünde!
OPERADA BİR NUMARA
Viyana'nın tadına varmak istiyorsanız mutlaka tramvaylara binmeniz gerekir. En azından şehrin merkezi 1. Bölge'yi çevreleyen Ring-Strasse'deki hatlara binip bir süre dolaşmak son derece keyifli. Viyanalıların bu tramvaylarla her yere ne kadar rahat ulaştıklarına da tanıklık etmiş olacaksınız. Viyana'da bakanlara, bakan eşlerine dahi tramvaylarda rastlamak mümkün... Benim bir diğer şansım, Zilk'in eşinin Avusturya'nın Ajda Pekkan'ı sayılabilecek ünlü müzikal yıldızı ve sahne sanatçısı Dagmar Koller olmasıydı. O dönemde Dagmar Koller beni ve kreasyonlarımı keşfetmiş ve önemli galalarda Atıl Kutoğlu imzalı görünmeye başlamıştı. Buradan şuraya gelmek istiyorum, Koller'in yıllarca sahne aldığı Volksoper/Viyana Halk Operası, ünlü Strauss eserlerinin,
My Fair Lady, Irma La Douce gibi müzikallerin sergilendiği müthiş bir yer! Ya burada ya da ünlü Staatsoper/Devlet Operası'nda bir temsil, opera izlemek Viyana'daki kültür lezzetlerinin bence en önemlilerinden. Öyle ki Viyana opera temsilleri konusunda, orkestrasıyla, rejisiyle, ünlü sanatçılarıyla dünyada tartışmasız bir numara. Viyana'da bir de daha modern, Broadway tarzı müzikaller oynanır,
Elisabeth veya ünlü Avusturyalı sanatçı Udo Jürgens'in hayatını anlatan müzikal gibi... Tabii ki birçok önemli müzeye de evsahipliği yapıyor Viyana. Belvedere Sarayı'ndaki Klimt koleksiyonu tek kelimeyle nefes kesici. Müzenin direktörü yakın dostum Agnes Husslein modern sanatçıların sergilerine de sıklıkla yer veriyor son yıllarda. Örneğin şu an, çağdaş sanatçı Olafur Eliasson'un Baroque adlı sergisi Belvedere'ye bağlı olan Prens Eugen'in Winterpalast'ında açıldı. Albertina bir diğer hayran olduğum müze, Dürer'den Picasso'ya sayısız ustanın nefes kesen eserleri sergileniyor burada! Albertina Müzesi'nin butiğini de çok severim, hediyelik parçalar, kitaplar almak için ideal. Yine Albertina Müzesi'nin içindeki Do&Co Restaurant favorilerimden. Albertina'nın karşısında yer alan The Guesthouse Vienna yeni, cool bir otel. Girişteki restoranı gençler arasında çok popüler, kahvaltıları da gerçekten süper. Sacher Oteli, Sachertorte tatlısını yiyebileceğiniz ve adeta monarşi Viyanası'na geri döneceğiniz muhteşem bir mekan. Buradaki tüm kahve çeşitleri, pastalar ve yemekler dört dörtlük. Sacher'den çıkıp ünlü Kaertner Strasse'ye girdiğinizde, hele Noel öncesi yoğun bir kalabalıkla karşılaşmanız mümkün.
MODERN VE COOL
Bu caddenin tam ortasında yer alan Alman Peek& Cloppenburg lüks mağaza zincirinin büyük şubesi ünlü İngiliz mimar David Chippendale'in eseri. Bu bina birçok yapı gibi Viyanalılar arasında çok tartışıldı, kimileri çok beğendi, kimileriyse zevksiz ve kaba buldular. Ama bence modern ve cool bir yapı. Aslında Viyana'da gezecek o kadar çok yer var ki, şimdi tam merkezde ufak bir tur yapalım. St. Stephan Kathedrali'nin yer aldığı meydandan tam karşıya ileri doğru gidildiğinde Hotel Lamee ve Topaz gibi iki modern butik otelle karşılaşırsınız. Lamee'nin alt katında ve roof'unda şampanya keyfi, biraz New York'vari ayrı bir dünyaya götürür insanı. Eğer St. Stephan Meydanı'ndan karşıya değilde, sola Graben'e dönerseniz bu geniş meydanın sonunda Viyana'nın en lüks mağazalarının yer aldığı Goldenes Quartier'e ulaşırsınız.
DOSTLUKLAR SÜRÜYOR
Ünlü markaların yan yana sıralandığı bu caddede sosyetik Fabio's adlı İtalyan restoranı ve eskiden tarihi bir bankanın merkez binası olan şimdiki Park Hyatt Oteli de yer alır. Park Hyatt'ın içindeki Pearl Restaurant ve bar denemeye değer. Bu arada otelin dekorasyonu her şeyiyle bende büyük hayranlık uyandırmakta. Aynı bölgedeki Zum Schwarzen Kamel, ön kısmında ufak atıştırmalıkları, restoran kısmında leziz yemekleriyle Avusturyalı ünlülerin ve burayı keşfetmiş yabancı konukların buluşma noktası. Benim Viyana'daki atölye ve showroom'um buraya bir sokak yakınlıkta olan ve yine ünlü birçok butiğin sıralandığı Habsburgergasse sokağında. Çok enteresan ki, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nu kurmuş ve yönetmiş Habsburg Hanedanı'ndan adını alan bu ünlü sokakta koleksiyonlarını sergileyen bendenizin, bu ailenin genç temsilcilerinden Prenses Francesca von Hansburg ve Prenses Camilla von Habsburg gibi hoş ve önemli şahsiyetlerle de hem yakın dostlukları var hem de kendileri çoğu zaman benim kreasyonlarımı tercih ederler!