Gstaad aslında Avrupa'nın en havalı, en sükseli kayak merkezlerinden biri. Ama bahar aylarında ve yazın da keyfi bir başka oluyor... İsviçre'nin Alp dağları arasında kalan, yemyeşil kasabalarının hepsi aslında keşfetmeye değer. Bu kasabalar arasında benim favorim dünya jetsetinin de tercih ettiği yer olan Gstaad. Genelde Cenevre yolculuğu sonrası araba kiralayıp iki saatlik karayolu yolculuğuyla varıyorsunuz. Ama Gstaad için yola çıkmadan önce yarım gününüzü Zürih'e ayırın ve şehir merkezindeki Bellevue olarak bilin gölün kenarındaki restoranlardan birine kurulup Alpler'in manzarasına bir kuş bakışı bakın derim. Burada kendinizi şımartabilir ve yerel biralarını tadabilirsiniz.
İSTİKAMET GSTAAD
Gstaad'ın her mevsimi güzel dedik. Zaten yıl boyu pek çok etkinliğe evsahipliği yapıyor. Aralık ayında şatafatıyla göz kamaştıran Gstaad Palace Otel'de Ferrari ve Maserati müzayedeleri düzenleniyor. Dünyanın dört bir tarafından Ferrari tutkunları bölgeye geliyor. Ocak ayında balon haftası etkinliği oluyor. Alpler'in önünde yükselen balonları izlemek de zevkli olsa gerek. Şubat ayında klasik müzik etkinliği, martta golf turnuvası düzenleniyor. Yazları ise tenis turnuvası, golf turnuvası, müzik ve tiyatro festivalleri gibi farklı etkinliklere evsahipliği yapıyor. Çok büyük bir yer değil söz konusu olan. Ama gurme restoran ve lüks otel sayısı küçümsenemeyecek kadar fazla. Zaten her an dünyaca ünlü bir yıldıza da burada rastlamak mümkün. Bir dönem Grace Kelly'nin de tatil için tercih ettiği Gstaad'ın müdavimleri arasında Elton John, Prens Charles gibi isimler var. Oteller lüks dedik, elbette bu fiyatlara da yansıyor. Ama çok daha makul fiyatlara şale de tutabilirsiniz. Zaten otellerin çoğunluğu da şale şeklinde. Dışarıda lüks butikler, raklet ziyafeti çekebileceğiniz birbirinden şık ve iddialı restoranlar sizi bekliyor. Ama kimi zaman sadece otel odasından manzarayı seyretmek istiyor insan. Odaya iyi bir kırmızı şarap ve et siparişi verip muhteşem manzarada uzaklara dalıp gitmek istiyor...
SPA OTELİ DE VAR
Buranın en popüler otellerinden biri The Alpina. Aynı zamanda spa'sıyla da ünlü otel 2012 yılı sonunda açılmış. Açık ve kapalı yüzme havuzları mevcut. Şehre birkaç dakika yürüme mesafesinde olan otele sırf masaj yaptırmak, doğal iç dekorasyonunu görmek için bile gitmeye değer. Bu arada şehir merkezine yürümek istemeyenler için shuttle servisi de bulunuyor. The Alpina'nın spa'sı kadar restoranları da iddialı. Megu isimli Alp manzarasına sahip restoranda bir değişiklik yapıp dilerseniz Japon mutfağından örnekler de tadabilirsiniz.
KARTPOSTALLARDAKİ OTEL
Gstaad denilince ilk olarak akla gelen yapıysa kuşkusuz Gstaad Palace oluyor. Kartpostalların üzerinde dahi bir tepe üzerine kurulu ve şehre kuşbakışı bakan bu otel yer alıyor. 1913 yılında açılan otel aristokratların en önemli adreslerinden biri. İçinde tenis, squash salonları, yüzme havuzları, güzellik salonu, sekiz farklı restoran ve gece kulübü de var. Birçok etkinliğin gala yemeği ve VIP daveti de burada gerçekleşiyor. Otele gitme şansınız olursa daha içeri adım atar atmaz ne dediğimi anlayacaksınız. Gstaad Palace sizing için fazla şatafatlıysa şehrin merkezindeki, tipik şale evi olan Bernerhof tam size göre. İlk Gstaad ziyaretimde ben de burada konaklamıştım. Girişte yazdığım muhteşem manzara ve başarılı oda servisini burada deneyimledim. Otelin restoranı da oldukça iyi. Bu aralar giderseniz kuşkonmaz mevsimi olduğu için özel bir de menü hazırlıyorlar. Çorbadan salataya hepsi lezzetli.
RESTORAN SEÇMEK İŞİN EN ZOR KISMI
Restoran seçmek çok da kolay değil. Çünkü hepsi şık ve iddialı. Eğer şehir merkezinde değil de dağda yemek isterseniz Mountain Restaurant Eggli'yi tercih edebilirsiniz. Sırf manzara için bile gitmeye değer. Ama bir de krep yapıyorlar ki tadını unutmak neredeyse imkansız. Tipik İsviçre mutfağını deneyimlemek içinse Stübli'yi tercih edebilirsiniz. Eğer raklet seviyorsanız da kasabanın en iyi peynircisi olan Chesery tam size göre. La Fromagerie ise lüks bir dağ kulübesi. Burada şampanya sosunda pişen raklet bile bulmak mümkün. Romantik bir atmosfer için yine şehre tepeden bakan La Bagatelle'i deneyebilirsiniz.