Sabahın erken saatlerinde Mısır Havayolları'na ait uçakla Kahire'den Cidde'ye uçtum. Güneşin ilk ışıklarının uçağın pencerelerinden süzülüşü ve Kızıldeniz'i yukarıdan bakmak müthişti.
Farklı ülkelerin vatandaşlarıyla uçmak da oldukça heyecanlı ve keyifliydi. Ülkelerinin geleneksel kıyafetlerini giyen yolcular oldukça renkli bir atmosfer oluşturmuştu.
Cidde'deyken, kutsal topraklara yakın bir kentte olmak bende farklı hisler uyandırdı. Cidde Havalimanı'na indikten sonra pasaport kontrolü biraz uzun sürdü. Bu yüzden kalacağım otele taksiyle gitmeye karar verdim.
Taksi şoförü Pakistanlıydı. Yol boyunca sohbet ettik. Türkiyeli olduğumu öğrenince gösterdiği ilgi ve alaka beni mutlu etti.
Ailesinin ve kendisinin Türkiye'ye zaman zaman gidip geldiğinden, ülkemizde çok arkadaşı olduğundan bahsetti.
Kaldığım otel, Kızıldeniz'in hemen kenarındaydı. Odamın gösterişli ve müthiş bir deniz manzarasına sahip olması tek kelimeyle büyüleyiciydi.
KURALLAR DAHA ESNEK
Cidde, Suudi Arabistan'ın başkenti ve Riyad'dan sonra ikinci büyük kenti. Şehirde hayat renkli ve canlı. Çünkü, Cidde ülkenin diğer şehirlerine göre kuralların daha esnek olduğu bir kent. Ülke ticaretinin kalbi burada atıyor. Bu yüzden kent, denizyolu ticaretinde de önemli bir destinasyon.
Cidde aynı zamanda, kutsal topraklar için gelen binlerce Müslümanı da karşılıyor. Umre ve hac ibadetleri için gelenler Cidde Havalimanı'na indikten sonra Mekke ve Medine'ye doğru yol alıyorlar.
O nedenle kent, ülkenin bir anlamda dış dünyaya açılan kapısı konumunda. Bunun da kentin ekonomik ve sosyal yapısına gözlü görülür bir canlılık kattığını görebiliyorsunuz.
Cidde'de gözüme çarpan ilk husus, hatırı sayılır sayıdaki göçmen nüfus oldu. Pakistanlıı, Afgan ve Bangladeşlinin yanı sıra Çinli, Filipinli ve Hintliler... Burada önemli sayılabilecek bir sayıda Türkiye vatandaşı olduğunu da belirtelim.
Kentteki nem oranı, deniz kenarındaki konumu nedeniyle oldukça yüksek. Gündüzleri çok sıcak olduğundan, kentte yaşam akşam saatlerinde daha bir canlı. Gündüzleri ise herkes kapalı mekanlarda, klimalı ortamlarda vakit geçiriyor.
Ülke genelindeki zenginlik ve gösterişi, burada da hissedebiliyorsunuz. Yollar kaliteli ve geniş. Alışveriş merkezlerinin önündeki son model, özel şoförlü limuzinler ile güçlü motorlu arazi araçları, oto galerilerini aratmıyor...
Ülkede cuma günleri resmi tatil olduğundan, özellikle şehirden Katar ve Dubai'ye giden yollarda perşembe ve cuma günleri aşırı bir trafik oluşuyor.
Cidde, Katar ve Dubai'nin, Suudi Arabistanlıların hafta sonu ve tatil günlerini değerlendirdikleri önemli bir destinasyon olma özelliğini taşıyor,
GEÇ SAATLERE KADAR SÜRÜYOR
Gelelim Cidde'nin mutfağına. Sırada akşam yemeği var. Akşam yemeğimizi Lübnan restoranında yiyoruz.
Menüdeki yemekler, Güneydoğu Anadolu mutfağını aratmıyor. Masalarda envai çeşit lezzetler birbiri ardına sıralanıyor.
Garsonlardan biri benimle önce İngilizce konuşuyor. Türkiyeli olduğumu öğrenince, kendisinin de Hatay'dan Cidde'ye çalışmak için geldiğini anlatıyor.
Burada yemek kültürü oldukça önemli. Ayrıca, yemek insanların en büyük zevklerinden birisi.
Yemek kültürleri, akşamı geceye bağlıyor, geç saatlere kadar sürüyor. Bir ritüele dönüşmüş yemek kültüründe, menüdeki çeşitli yemeklerin tümünün tadına bakılması gerekiyor.
Arabistan mutfağında, et ağırlıklı yemekler öne çıkıyor. Yemek sonrası otelime dönerken, lüks arabaların içinde Arap gençlerin, ABD şehir merkezlerinde yaygın olan 'cruise' yaptıklarını görüyorum.
Yani, arkadaş grupları, arabalara binip, müziğin sesini açarak özellikle şehir merkezinde turluyorlar. Burada müzik sesinin oldukça yüksek olması hemen kendisini hissettiriyor.
ALIŞVERİŞTE PAZARLIK YAPIN
Cidde'de fiyatların özellikle hac zamanı ikiye hatta üçe katladığı da paylaşayım. Ama Türkiye'den alışık olduğumuz pazarlık kültürü burada da oldukça yaygın olduğu için pazarlık yapmanızı öneririm. Ayrıca Cidde'nin, Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından 1517'de Osmanlı topraklarına katıldığını, günümüzde az da olsa Osmanlı'nın izlerine rastlayabileceğinizi de belirtelim.
ÇEŞİT ÇEŞİT HURMA
Cidde'de, hurmayı her yerde görebiliyorsunuz.
Daha önce hurmanın bu kadar renk ve çeşidini görmemiştim. Oldukça da lezzetliler.
Gerek kutsal ibadetlerini yerine getirmek için gerekse turistik seyahat için gelenlerin ülkelerine dönüşlerinde götürdükleri hediyelerin başında hurma geliyor.
MURAT AYBEK