52. Uluslararası Antalya Film Festivali, bu akşam ödül töreniyle sona eriyor. Ödüller nasıl dağıtılır bilinmez ama jürinin çok disiplinli çalıştığını söyleyelim. İşte bir haftanın sonunda festivalden aklımızda kalanlar...
'Misafir' filminde bir lohusa mevlidi sahnesi vardı. Film bittikten sonra yapılan söyleşide bu sahne tartışma konusu oldu. "75 yaşındayım Türkiye'yi dolaştım ama lohusa mevlidi diye bir şey duymadım" diyen bir kadın seyirciye hemen önünde oturan bir başka kadın seyirci itiraz etti. "65 yaşındayım, ben de Türkiye'yi az çok dolaştım. Bu bir ritüeldir ve her kesimden insan bu ritüeli yapar. Ben de çok katıldım."
1.5 SAATLİK JÜRİ TOPLANTISI
Ulusal Yarışma jürisinin titiz ve disiplinli çalıştığını söylemeliyim. Ömer Vargı başkanlığındaki jüri, her filmi izledikten sonra AK M'de onlar için açılan odaya kapanıyor ve 1.5 saat boyunca izledikleri filmi konuşuyorlar. Bakalım toplantılardan nasıl bir sonuç çıkacak...
APTAL SORULAR SORMAYIN
Master class yani ustalık sınıfları; mesleğinde çok tecrübeli bir insanın bilgi ve tecrübesini insanlarla paylaştığı uzun süren söyleşilerdir. Genelde o mesleğe ilgi duyan insanlar katılır. Klasik söyleşilere göre daha teknik meseleler konuşulur. Ülkemizde bu etkinlik kaç zamandır çeşitli vesilelerle yapılıyor. Özellikle film festivallerinde usta sinemacılar tecrübelerini anlatıyor. Jeremy Irons'ın, ustalık sınıfında seyircilerden bir ricası oldu: "Bana lütfen aptalca sorular sormayın."
ELEŞTİRMENLER BİR YAZSA ...
Genç yönetmen Erdal Rahmi Hanay'ın enerjik bir kişiliği var. Ama sineması farklı. Bela Tarr ve Tarkovski hayranı... Yönetmenin 'Hicaz' ve 'Saba' filmlerini bilenler ne demek istediğimi anlar. Yönetmenin son filmi 'Pia', festivalde Ulusal Yarışma kapsamında gösterildi. Bir seyircinin sorusu ise bizim mesleğin ne kadar önemli olduğunu gösterdi(!) Aynen aktarıyorum: "Bu film ne zaman vizyona girecek? Bir vizyona girse, eleştirmenler yazsa ben de anlasam..."
Kendi kuşağının en dinamik yönetmeni Erden Kıral. Akranları havlu atsa da Kıral film çekmeye ve bizi şaşırtmaya devam ediyor. Şimdilerde de yeni bir film üzerinde çalışıyor. Usta yönetmen bu yıl festivalde Onur Ödülü aldı. Alırken de herkesin kulağına da bir küpe yapıştırdı: "Sanatçının görevi, sadece arkasında iyi sanat eseri bırakmak değildir. Bilgi ve iyilik de bırakmalıdır." Doğru söze ne denir?
TRT'DEN ÖĞRENCİYE TEKLİF
Uluslararası Antalya Film Festivali'ini takip eden, tuhaf soru ve film yorumlarıyla tanınan 'festival teyzeleri' vardır. Onlar bu yıl pek görünmedi. Fakat onların boşluğunu sinema öğrencileri doldurdu. Öğrenciler, filmler üzerine uzun yorumlar yapıp kısa sorular sorma eğiliminde. Bir sinema öğrencisine yorumları kısa tutmasını ve sorularını daha net sormasını söyledim, "Tamam" dedi. Sonra TRT 'den bazı yetkililer; sorduğu sorulara bakıp sinemayla ilgilendiğini anladıkları bu öğrenciye "Projen varsa görüşelim" demiş.
SÖYLEŞİ ELBİSESİ
Kathleen Turner, gerçekten festivalin en renkli siması oldu. Dobra bir kadın, aynı zamanda çok sevecen; kimseyi kırmıyor. Festivalde önceki gün onun en bildik filmi 'Güllerin Savaşı' gösterildi. Arkasından da seyircilerin katıldığı bir söyleşi gerçekleştirildi. Turner, bu söyleşi için özel bir elbise diktirmiş. Seyirciye verdiği önem ve ciddiyeti takdire şayan.