Türk motorculardan Hells Angels’a balans ayarı

Emre ÜNSALLI / AKTÜEL

Motorlarının sesini duyanlar hızla uzaklaşır, polis ekipleri her adım başı çevirir olmuş. Türkiye'deki motosiklet gruplarıyla hem hikâyelerini hem duydukları rahatsızlığı konuştuk.

Motosiklet çetesi "Hells Angels" geçtiğimiz günlerde Kadıköy'de karıştıkları bir olayla artık Türkiye'de de faaliyete geçtiğini ilan etti. Bu durum diğer motosiklet gruplarını haliyle teyakkuza geçirdi.

3 Temmuz'u 4 Temmuz'a bağlayan gece, üzerlerinde motosiklet kullananların giydiği kıyafetler bulunan ve arkasında dünyaca ünlü motosiklet çetesi "Hells Angels", Türkçesiyle "Cehennem Melekleri" yazan yaklaşık 20 kişi, Kadıköy'de sokakta içki içen gençlere bıçaklarla saldırıp kaçtı. Geriye 2'si ağır 7 yaralı ve Türkiye'de artık motosiklet çetelerinin de var olduğu gerçeğini bırakarak.

Aslında Türkiye'de birçok motosiklet grubu ve çetesi var. Türkiye'deki grupların icraatı toplu olarak pikniğe gitme, Çanakkale şehitliğini ziyaret etme ya kardeşlik duygusunu pekiştirme olarak izah edilse de "Hells Angels bu icraatlara bir de "insan bıçaklayan, haraç kesen ithal malı motorlu çete" maddesini eklemeyi başardı!

Kim bu Hells Angels?
Peki, kimdir bu filmlere konu olan dünyaca ünlü motosiklet çetesi Hells Angels? 1935 yılında Amerika- Illinois'de "Matilda'nın Yeri" adlı gece kulübünde kurulan "Outlaws motosiklet grubu", asıl faaliyetlerine 1946'da başlayabilmiş. 2010 yılında Europol'un yayımladığı raporda yasadışı motosiklet çetelerinin aralarında kurdukları yeni ittifaklarla "altyapı, bağlantı, kaynak ve deneyim" sahibi olduklarını ve böylece "Balkan Yolu"nu kullanarak Güney ve Doğu Avrupa'da uyuşturucu kaçakçılığı yapabilecek kapasiteye eriştikleri ifade ediliyor. Raporda, "ağır uyuşturucuların başka bölgelere taşınmasında Türkiye'nin kilit bir nokta ve önemli bir yükleme bölgesi" olduğuna dikkat çekiliyor. Rapora göre, Cehennem Melekleri, Arnavutluk, Bulgaristan ve Makedonya'daki "yerel çetelerle" yakın ilişkiler kurdu, Türkiye'de ise tek başlarına gelişim gösterdiler. Ayrıca Alman Bandidos Motosiklet Kulübü'nün Türk kökenli birçok üyesi, son dönemde Cehennem Melekleri MC'nin Türkiye şubesine transfer olmuş.

Bizim meramımız uzun uzadıya Hells Angels'i anlatmaktan ziyade onlarla birlikte gündeme gelen motosiklet gruplarını araştırmak. Zira Hells Angels'in Kadıköy saldırısından sonra tümü diken üstünde. Hemen hemen hepsi motosiklet çetesi muamelesi görmekten şikâyetçi. Aktüel kayıt cihazını alıp sahaya indi ve Türkiye'deki önemli motosiklet oluşumlarıyla bir araya gelip "Türkiye'nin motosiklet grupları rehberi" niteliğinde bir haber hazırladı. Kimi Hells Angels gibi grupları eleştirdi, kimi hiç bu mevzulara girmeden şairane biçimde grubunu tanıttı, kimi kendi grubunun ne kadar milliyetçi olduğunu izah etti.

İSTANBUL RIDERS BAŞKANI EMRE DOĞ

"YURTDIŞINDAKİ YASADIŞI İŞLERDEN BESLENİYORLAR"
İstanbul Riders, 2006 yılında motosiklet kültürünü bir yaşam biçimi olarak ele almış ve benimsemiş insanların arkadaşlık, dostluk ve paylaşım grubudur. O yüzden Hells Angels ya da başka bir ismin olması önemli değil, motosikleti adam gibi kullanmayan herkes bize zarar verir. Bizde dini, cinsel, ırkçı her türlü faaliyet yasaktır. Aramızda Fenerbahçe- Galatasaray atışması bile yasak. Buraya gelen insanlar bütün kimliklerini evde bırakır öyle gelir. Aksi davranış gösterenler de fazla barınamaz giderler. Bizde liderlik, başkanlık, reislik gibi payeler olmaz. Öyle bir grup değiliz. Yöneticilerimiz var. Dernek olduğumuz için dernek yönetimi bizim de yöneticilerimiz oluyor. Biz bu motosiklet çetelerinin yapısını tam olarak bilmiyoruz ama yurt dışındakilerin yasadışı işlerden beslendiklerini biliyoruz. Son günlerde Türkiye'deki çetelerin halini görüyorsunuz. Türkiye'de motosiklet çetesi kurup mekân basacaksınız. Komik işler bunlar. Aziz Yıldırım tutuklandı, Hells Angels'dan mı korkacaklar?

ANATOLIAN TIGERS BAŞKANI CENGİZ BAŞELİ

"ANATOLIAN TIGERS, ULUSLARARASI HİÇBİR KULÜBÜN DESTEKÇİSİ YA DA SÖMÜRGESİ DEĞİLDİR"
Biz 2004-2005 yılları arasında motosikletleri ile yol yapmak için bir araya gelen, meslekleri farklı ama ortak paydaları motosiklet olan bir grup tarafından kurulduk. Anadolu Kaplanları Motosiklet Sporları Kulübü Derneği adıyla da dernek statüsü kazandık. Aslında biz Anatolian Tigers'ı Hells Angels ve Bandidos gibi grupların Türkiye'de çete kurmaması için kurduk. Bizim için en büyük iki şey önce Allah, sonra devlettir. Çeteleri görüyorsunuz bir bir yakalanıyorlar. Ama hep beraber göreceğiz yakında başka gruplar da kurulacak. Çünkü Türkiye şu an her şeye aç. Misal internetten izlenen "Anarşinin Çocukları" adlı bir dizi vardı. Şimdi Ankara'da bu isimle bir motosiklet çetesi kurmuşlar. Diğer motosiklet çetesi Bandidos da gelse Autdos da gelse Türkiye'de barınamazlar. Duyduğumuz kadarıyla devlet 25 tane polisi Avrupa'da motosiklet çeteleriyle ilgili bilinçlendirmek için görevlendirmiş. Ayrıca bu olaylar nedeniyle Türkiye'de 'Motosiklet Çetesi Masası' kurulduğunu duyuyoruz.

TÜRK TUGAYI BAŞKANI VOLKAN YÜKSEL

"GİDON SENİN KONTROLÜNDE, CANIN NEREYE İSTERSE O YÖNE ÇEVİR"
Türkiye'de 1999 yılından beri motosiklet kulüpçülüğü yapmaktayım ve bu işin ilk öncülerinden olan 5-6 kişinin içindeyim. Ülkemizde dejenere olmayan hiçbir kavram kalmadığı gibi bu kavram da dejenere olmuş ve bu çok kısa sürede gerçekleşmiştir. Kulüp, patch (yama), saygı, disiplin, hiyerarşi... Bu gibi ve buna benzer yüzlerce kavramın kulüpçülük içerisindeki önemini ve değerini bilmeyen insanların kulüpçülük yaptığı bir süreç işlemeye başlamıştır. Hatta kulüp içerisinde uzun süreler geçirmiş ama hâlâ olayın farkına varamamış yüzlerce motosiklet sürücüsü sırtlarındaki deri yeleğin havası ile kulüpçülük yaptıklarını sanmaktadırlar. Tabii ki "istisnalar kaideyi bozmaz". Türk Tugayı sürücüleri bu olayların farkına varmış ve MC (Motorcycle Club) kulüpçülüğünün getirdiği ve getireceği sorumlulukların farkında olduklarından bu formatı bırakmış ve Sürücü (Rider) denilen formatta yeni kulüplerini kurmuşlardır. Ama Kardeşlik veya Birlik sözcüğünün karşılığı olan "brotherhood" anlayışı ise her zaman temel ilkemizdir. Kadıköy de yaşanan olaylar sadece gazetelerden okuduğumuz ve çevrede duyduğumuz birkaç dedikodudan ibaret. Konu hakkında kesin bir bilgimiz yok. Sebebi her ne olursa olsun, ister haklı, ister haksız bu tür olaylar motosiklet camiasına zarar veren olaylardır. Zaten memleketimizde çok uzun yıllardır motosiklet sürücülerine karşı nedeni kimse tarafından açıklanamayan bir kötü tavır varken bu tür olaylardan uzak durmak gerekmektedir kanaatindeyim... "Gidon senin kontrolünde, canın nereye isterse o yöne çevir"… Türk Tugayı deyişi...

BORA ERDİN (GAZETECİ)

"MOTOSİKLET ÇETELERİ IRKÇI ÖRGÜTLENMELERE DÖNÜŞEBİLİR"
Bora Erdin, haberimizi hazırlarken tanıştığımız kalibresi bir hayli sağlam motosiklet tutkunlarından. Uzun süre motosiklet gruplarıyla teşviki mesaisi olduktan sonra o günlere ait tespitlerini "Ağır Abiler, Ağır Motorcular" adıyla kitaplaştırmaya hazırlanıyor. Erdin, Hells Angels ile gündeme gelen motosiklet kulüplerini değerlendirdi. "Amerika'daki motosiklet kulüpleri ile Türkiye'dekileri ayıran en önemli fark 'serseri' ve 'mafya' kelimesi arasındaki fark kadar. Bu tip gruplar Amerika'da 'mafya' olarak görüyor. Bu durum Türkiye'deki sokak mafyalarına denk geliyor. İşsiz, evsiz gençlerin pis işler için kullanılma süreciyle benzerlik taşıyor. Amerika'da bir Harley Davidson'a ulaşmak bizde Tofaş, Doğan ya da Şahin'e ulaşmak kadar kolay. Bizde ise ikinci el bir Harley almak için en az 10 bin dolar gerekiyor. Yani Türkiye'deki Motorcycle Club'ların Amerika'da ya da başka ülkelerde olduğu gibi birer tehdit olması mümkün görünmüyor. Türkiye'deki MC'lerin içerisinde solcu, sağcı, anarşist, komünist her renkten insan var. Bu insanlar MC'lere girdiklerinde vatansever, milliyetçi bir yapının içerisinde yer alıyorlar ve bundan rahatsız olmuyorlar. Yakında yayınlanacak olan 'Ağır Abiler, Ağır Motorcular' isimli kitabım için yaptığım araştırmada yabancı motosiklet kulüplerinin Türkiye'de neden güçlenemeyeceğini anlatıyorum."

SUPEREVARIDERS BAŞKANI TEMEL "REİS"

"SUPEREVA KARDEŞ MOTORCUDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR"
Motoru hobi olarak değil yaşam tarzı olarak kullananlara Supereva denir. Hafta sonları toplam 3 saat değil 365 gün motora binene de… 2001 yılında ortak tutkuları motosiklet olan bir grup genç Ağlayan Kayalar'da kurdukları kampta gece sahildeki ateşin başında muhabbet ederken hepsinin içinde bulundukları hayata aykırı ortak bir ruhları olduğunun farkına vardılar... Motoruna bindi mi günlük hayatı unutmaktı, yola çıktı mı arkasına bakmadan gitmekti, istediği yerde durup istediği yerde kalmaktı, motoruyla gidebileceği her yere gitmekti... Ve o gece dostluk, kardeşlik, özgürlük ve motosiklet üzerine kurulu bir Supereva ruhu çıktı ortaya... Hayatta hangi sıfatla nerede olursa olsun bizimle aynı özgür duyguları paylaşan, mütevazı olmayı bilen, doğanın içinde yaşamaktan hoşlanan, küçücük bir çadır kampında beş yıldızlı bir tatil köyündekinden daha fazla eğlenebilen, ne kadar zor şartlarda olursa olsun birlikte olmaktan zevk alan ve bir araya gelmek için illa bir sebep aramadan birlikte olan ve en önemlisi motosiklet kullanan dostlardan oluşuyor, Supereva...