Sahte doktorun hedefi yaşlılar

Dolandırıcıların hedeflerinden biri de hastane koridorlarındaki yaşlılar. Hastaneleri mesken tutan sahte doktorlar, özellikle yaşlı kadınlara yanaşarak, "Tanıdığım iş adamları var. Yaşlılara yardım ediyorlar. Hastane masraflarınızı karşılayabilirler ama banka hesabınız varsa sistem uyarıyor ve yardımı alamıyorsunuz" diyerek, paralarını kendi hesaplarına aktarıyor. Tıpkı polis tarafından gözaltına alınan 33 yaşındaki İsmail Y.'nin yaptığı gibi...Y.'nin kendisine inanan yaşlıları kandırıp, onları hastanelere en yakın banka şubesine götürdüğü ve yaşlı vatandaşların hesaplarındaki paraları, "geçici olarak" bahanesiyle çektirerek, kendi hesabına havale yaptırdıktan sonra kaçtığı tespit edildi. Şişli, Beyoğlu, Bakırköy, Gaziosmanpaşa ve Eyüp'te bulunan hastanelerde 80 yaş üzeri 5 yaşlı kadını kandırdığı ve mağdurların bankalardaki hesaplarından kendi hesabına toplamda 180 bin lira havale yaptırdığı belirlenen zanlı, 72 yaşındaki Seher İ.'yi kandırmak üzereyken Şişli Eğitim ve Araştırma İlkyardım Hastanesi'nde suçüstü yakalandı. Dolandırıcının, yaşlı insanlardan aldığı paralarla lüks bir yaşam sürdüğü tespit edildi.

ÇİP TAKARAK BATAĞA...
Yasadışı yöntemlerle bahis ve kumar oynatan sanal sitelere para yatıran kişilerin kartları, çipler aracılığıyla kopyalanıyor. Şanslarının yanlarında olmaları sonucu para kazanan kişilerin hesaplarını kapatan şebekeler, yatırılan paraların yüksek meblağlara ulaşması sonucu siteyi kapatarak soygunu gerçekleştiriyor. Yola, yeni sitelerle devam ediyorlar. 'Bahis dolandırıcılığı' yöntemini tercih eden şebekeler, bilgisayarlarına yerleştirdikleri çipler aracılığıyla, sitelerine üye olan ve kredi kartı ile para yatıran kişilerin kart bilgilerini kopyalayarak anlaşmalı oldukları şebekelere satıyor veya farklı amaçlar adına kullanıyor. Pazarın büyük olması nedeniyle bu yöntemi uygulamaya başlayan internet sitelerinin sayısının her yıl katlanarak çoğaldığı ifade ediliyor.

YAZILI ŞİKÂYET ŞART
Yankesicilik ve Dolandırıcılık Suçlarından Sorumlu Üçüncü Sınıf Emniyet Amiri Ahmet Sürel, şu uyarılarda bulundu: Dolandırıcılık suçlarında hileli yollar kullanılır ve hedefe, mağdurun rızası ikna edilerek ulaşılır. İşlerin yolunda gitmediği fark edildiğinde veya terslik hissedildiğinde vakit kaybetmeden polise başvurulmalıdır. Deliller, erken başvuruda arttırılabilir ve tamamının polis ile mutlaka paylaşılması gerekir. Mağdur, 'Olan oldu. Geçmiş olsun' dememeli ve mutlaka polise giderek yazılı şikayette bulunmalıdır. Böylece gelecekte başına gelebilecek olayların önüne geçilmesini sağlamış olur. İnternet dolandırıcılığıyla ilgili olarak da satın alma işleminin gerçekleşeceği sitede 'İnternet Alışveriş Güvenliği' logosunun olup olmadığına bakılmalı, logonun bulunamaması durumunda site yönetimine ulaşılarak açıklama istenmelidir.

NOTER'DEN SATIŞ SURETİYLE DOLANDIRICILIK YAPIYORLAR
2012'DE İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün kayıtlarına geçen 'noterden satış sureti ile dolandırıcılık' vakalarının toplam sayısı 92... 'Noter Dolandırıcılığı' internet üzerindeki ilanlar aracılığıyla yaşanıyor. "Güven", dolandırıcıların olmazsa olmazı. Bu nedenle günlük lüks ofisler kiralıyor, kendilerine tiyatrocu ve ressam süsü vererek kamufle oluyorlar. Dolandırıcı, ilk olarak otomobil veya ev ilanlarında bulunan iletişim numaraları ile kurbanlarına ulaşıyor. Parayı ödemeden önce ikna kabiliyetlerini kullanarak, 'noter satışı' gerçekleştiriyorlar. Vatandaş kandırıldığını öne sürse dahi, noter satışının resmi sayılması nedeniyle parasını alamıyor. Kasım ayında yakalanan, 45 yaşındaki Hüseyin G.'nin ilginç yöntemi, C.G.'nin Beşiktaş Polis Merkezi'ne şikayeti üzerine ortaya çıktı: "İnternet üzerinden otomobilimin satışını gerçekleştirmek için ilan vermiştim. İki gün sonra isminin Hüseyin olduğunu belirten bir kişi beni aradı. 'Gelin görüşelim' dedikten yarım saat sonra bir arkadaşı ile birlikte otomobile bakmaya geldiler. Kendisini 'sanat atölyesi' sahibi olarak tanıttı ve ressamlık yaptığını söyledi. Ofislerine davet ettiler. Son derece lüks bir mekandı ve kaliteli tablolar vardı. Oturduğu masanın çekmecesi açıktı ve içinde yüklü miktarda döviz görünüyordu. İlk olarak noter işlemlerini tamamlamayı teklif etti. Dolandırıcı olabileceği aklımın ucundan geçmediği için kabul ettim. Notere giderek satış imzalarını attık. Parayı elden vereceklerini belirttikleri ofislerine döndük. Büroda beklememi, dövizleri bozdurup döneceklerini söylediler fakat gelmediler. Kendilerini cepten aradım. Ulaşamadığımda dolandırıldığımı anladım."