İstanbul'a gelen turistler artık sadece Sultanahmet ve Topkapı Sarayı'na değil, birbirinden ünlü ve şık mağazaların bulunduğu Nişantaşı'na uğramadan dönmüyor. Abdi İpekçi Caddesi üzerindeki Brandroom Nişantaşı, lüks etiketlerin arka arkaya sıralandığı bir mağaza. Raflarda Fransız porselenleri, İtalyan çantaları, Amerikan bakım malzemeleri sıra sıra dizilmiş. Hayalimden güzel elbiseler geçerken güler yüzüyle mağazanın Markalar Proje Müdürü Müge Sırmabıyık "Hoş geldiniz" diyerek bizi karşıladı. "Burası Nişantaşı'nın alışveriş anlamında amiral gemisidir" diye söze başlayan Sırmabıyık, haziran 2010'da açılan mağazada sadece ithal markalar satıldığını söyledi. Sırmabıyık'ın verdiği bilgilere göre, mağaza A plus müşterilere, yani ekonomik durumu iyinin daha üzerinde olan, lükse ve markaya önem veren kişilere hitap ediyor. Sırmabıyık, "Gözlemlediğim kadın pahalı eşya satın aldığında kendini ödüllendiriyor" dedi.
RUS, ÇİNLİ, JAPON, TÜRKİ...
Ekonomik krizin kendilerini çok etkilemediğini belirten Sırmabıyık şöyle devam etti: "Türkiye'ye giren paranın yönü değişti. Avrupa krizde ve İstanbul'da en fazla Rusya, Çin, Japonya ve Türki cumhuriyetlerden gelen turistler para harcıyor. Çoğunluğu etiketlerine bile bakmadan beğendiklerini alıyor, kasada ödeyip çıkıyor." Tam mağazadan çıkmak üzereyken Sırmabıyık bize "Gelin size özel bir yer göstereceğim" diyerek yukarı çıkardı. Ortada sehpaların süslediği geniş yuvarlak koltuklar, arkalarında yine perdelerin ayırdığı giyinme odaları. Bu localar kalabalık gelen özel müşteriler için tasarlanmış. Sırmabıyık, "Örneğin Gaziantep'ten Samsun'dan gelen özel müşterilerimiz var. Düğünler bizim için çok önemlidir. Aileleriyle birlikte gelip gece elbiseleri seçiyorlar. Onları bu localara alıyoruz. Kendilerine özel hizmette bulunuyoruz. 7-8 saat geçiriyorlar. Elbiseleri tek tek deneyip istediklerini alıp gidiyorlar" diyerek sözlerini noktaladı.
ÖZEL MÜŞTERİ LOCASI...
Müge Sırmabıyık, kalabalık gelen müşterilerin giyinmeleri için hazırladıkları özel localarını büyük bir heyecanla anlattı.