1959'dan beri atıl durumda kalan, 100 milyon liralık ek yatırımla uçuşa hazır hale getirilen havaalanı, İstanbul'dan kalkan THY'ye ait tarifeli uçağın piste inmesiyle hizmet vermeye başladı.
İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan saat 10.30'da hareket eden Airbus 321 tipi THY uçağı, 11.30'da Kastamonu Havaalanı'na indi. Kastamonu'dan 16.30'da kalkan yolcu uçağı da 17.30'da İstanbul'a gelerek, ilk uçuşunu başarılı bir şekilde sonlandırdı.
İstanbul dönüşünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, Kastomunu'ya haftada 4 sefer olarak uçuşların başladığını belirterek, uçuşların pazartesi, çarşamba, cuma ve pazar günleri Atatürk Havalimanı'ndan Kastomonu'ya karşılıklı olarak düzenleneceğini söyledi.
Topçu, "Kastamonu seferlerinin başlamasıyla THY'nin uçuş noktası sayısı 236'ya yükseldi. Bu uçuşların, Kastamonu'nun turizmine ve ekonomisine ciddi bir katkı yapacağını düşünüyorum" diye konuştu.
Türkiye'de 52 havalimanı bulunduğunu söyleyen Topçu, "Bunlardan Şırnak ve Bingöl havalimanlarına da uçma kararı aldık. Bu kararları önümüzdeki günlerde de uçarak icra etmiş olacağız" dedi.
Atatürk Havalimanı'ndaki çalışmalar
Atatürk Havalimanı'nda yapılan genişleme çalışmasını THY'nin nasıl karşıladığı sorusu üzerine de Topçu, yeni havalimanının yapımının 2016-2017'ye kadar sürmesinin öngörüldüğünü, bu süre içerisinde Atatürk Havalimanı'nda hem park alanlarının hem de terminalin biraz daha büyümesi gerektiğini söyledi.
Bununla ilgili şu anda adımlar atıldığını dile getiren Topçu, "Önümüzdeki günlerde kargo binasının yıkılması gündemde. Yapıldığı zaman Atatürk Havailmanı'nda 30-40'a yakın bir uçak park alanı ortaya çıkmış oluyor. Buranın yapılmasından sonra Atatürk Havalimanı ciddi bir şekilde rahatlayacak. Bununla birlikte saatlik uçuş frekansı da biraz daha artmış olacak. Böylece yeni havalimanının yapım süresine kadar bunlar Atatürk Havalimanı'nı bir nebze olsa da rahatlatmış olacak" diye konuştu.
Kürtçe anons önerisi
Akil İnsanların dile getirdiği, Güneydoğu illerinde THY'nin uçuşlarında Kürtçe anons yapılması önerisiyle ilgili olarak da Topçu, yerel etnik dillerde şu anda böyle bir anons programları olmadığını belirterek, "Çünkü uçtuğumuz birçok ülkenin diliyle de anonslar yapmıyoruz. İngilizce ve birkaç dilde anonsumuz var. Zaten uçağın teknik mekanizması da buna uygun değil" dedi.
THY'nin sefer sayısını artırmak için frekans skıntısı çekip çekmediği yönündeki soruya karşılık da Topçu, dünyada uçmadıkları ve uçmak istedikleri noktalar bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Sivil Havacılık Genel Müdürlüğümüz, Ulaştırma Bakanlığımız ve Hükemetimizin gösterdiği çabalar ve bizim gösterdiğimiz çabalar var. Bu konuyla ilgili özellikle Kanada'da çok sıkıntılar yaşıyoruz. Uzakdoğu'da sıkıntı yaşıyoruz. Güney Amerika'da sıkıntımız yok, onlarla ilgili frekansları aldık. Önümüzdeki dönemde gelecek geniş gövdeli uçaklarla bu seferlerimizi icra edeceğiz. Orta Amerika'da olsun, Kuzey Amerika'da olsun birçok uçuş noktasıyla ilgili kararlarımız mevcut. Mexico City'e uçma yönünde görüşmelerimiz var. Küba, Venezuela, Kolombiya ve bunlarla ilgili yönetim kurulu kararı alınmış hatlarımız. ABD'de Atlanta var, Boston şehri var, bunun yanında batıda bir noktaya uçma hedefimiz var. Hem ABD hem uzun uçuşlarda aynı şekilde Uzakdoğu'da uçuşlarımızı kuvvetlendirmek istiyoruz. Aynı şekilde Orta Asya'da da frekans taleplerimiz var. Bunları netleştirdiğimiz takdirde Orta Asya'da frekanslarımızın sayısı da artacak."
"Büyük uçak konusunda bir netlik yok"
Bir gazetecinin, "Üçüncü havaalanı yapıldığında THY, Airbus 380 tipi uçaklar alacak mı?" şeklindeki sorusunu da Topçu, şöyle yanıtladı:
"Bunu açıkladık THY olarak. Artık İstanbul'da hab merkezi olarak büyük-küçük uçak diye bir sorunumuz kalmadı. İstanbul'da hangi noktaya sefer koyarsak koyalım artık bu uçakları doldurabiliriz. Şu anda dördüncü büyük dağıtım ağına sahibiz. Dünyada en çok ülkeye uçan havayolu şirketi unvanı bizde. Global pazarda birçok derecemiz var. Başa dönüyoruz, büyük uçaklar bu filoda çalışamaz diye bir durum yok. Atatürk Havalimanı'nın sıkışıklığı yüzünden bu uçakları şu anda filomuza katamıyoruz. Gelecek yıllarda muhakkak bu konuda yönetim kurulumuzla bir karar alacağız. Büyük uçak konusunda bir netlik yok. Bu yılın sonuna kadar bir karar alacağız."
"THY'nin greve katılan personeline grevi sonlandırarak işlerine dönmeleri yönünde herhangi bir çağrı yapıldı mı?" sorusu üzerine ise Topçu, aslında kendilerinin çağrı yapmadığını, bir kabin memurunun kendilerine başvurduğunu söyledi.
Bu memurun kendilerine, grevi brakmak istediklerini ancak bazı endişeleri bulunduğunu bildirdiğini anlatan Topçu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Münferit olarak greve katılan bir arkadaşımızın çalışmama hakkı olduğu gibi çalışma hakkı da vardır. Bu anayasal bir haktır. Grevdeki bir çalışanımıza iş verip vermeme hakkı işverendedir. Biz en sonunda şu tarihe kadar grevde olan arkadaşlarımız eğer başlarsa, biz bunlarla herhangi bir problem olmadan devam edeceğiz. Ama bu saatten sonra başvuran olursa artık biz hukuksal hakkımız olan çalıştırmama hakkımızı kullanacağız. Yaklaşık 200'e yakın arkadaşımız geri döndü. Artık geri dönmeyenler de grevin sonlanmasını bekleyecek. Tabii bu geri dönme için tehdit veya bir öneri olmadı. Biz kanunlardan gelen hakkımızı kullanıyoruz. Şu an grev gündemimizde değil. Şu anda çalışanların yüzde 99,5'i zaten çalışıyor, yani fiili grev denilen bir olay yoktur. Biz de bu grevi kanuni bir grev olarak görmüyoruz. Türkiye'de demokratik bir sendikacılık yapılmadığı için işçilerin hakları da bloke edilerek kağıt üzerinde grev sürdürülüyor."
