Küçük Özen, iki yıl önce babası kanser hastalığına yakalanınca evin geçimini sağlamak için ayakkabı boyacılığı yapmaya başladı.
Sabah saatlerinde okuluna giden 7. sınıf öğrencisi Özen, daha sonra sandığını alarak geç saatlere kadar kentin değişik bölgelerinde boyacılık yapıyor.
Özen yaptığı açıklamada, beyninde tümör olan kanser hastası babası ve ailesine bakmak için küçük yaşta çalışmaya başladığını söyledi.
VİDEOYU İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN
Yüzüncü Yıl mahallesindeki tek katlı evlerinin de yaklaşık 3 ay önce yıkıldığını, zor durumda kaldıklarını ifade eden Özen, Türk Kızılay'ının verdiği çadırda evlerinin bahçesinde yaşadıklarını anlattı.
Bu duruma rağmen okuluna gittiğini ancak derslerine çalışamadığını belirten Özen, "Babam hastalandığından beri evin bütün yükü bana kaldı. Bir evimiz vardı o da yıkıldı. Kızılay'ın verdiği çadırda kalıyoruz. Ben de küçük olduğum için ev yapmaya gücüm yetmiyor. Kardeşlerimin hastalanmaması için sadece evimiz yapılsın başka da bir şey istemiyorum" dedi.
Yağışlı havanın kentte etkili olduğunu, kaldıkları çadırın su alması dolayısıyla üç gece yıkılan evlerinin balkonun da uyumak zorunda kaldıklarına dikkati çeken Özen, babasının sağlığına kavuşacağı günü dört gözle beklediğini, kardeşlerinin de sıcak bir yatakta uyumalarını çok istediğini vurguladı.
Günlük 4-5 lira kazandığını, bununla da ailesini geçindirmenin zor olduğunu ifade eden Özen, "Kazandığım para bize yetmiyor. Böyle de olmuyor. Annem çok üzülüyor. Bazen geceleri onu ağlarken görüyorum. Annem ağlayınca çok üzülüyorum. Sadece evimizi yapsınlar başka da bir şey istemiyorum. Ben yine çalışıp bakarım kardeşlerime" diye konuştu.
"ÖĞRETMEN OLUP BİZİM GİBİ MAĞDUR AİLELERİN EVSİZ KALMALARINA İZİN VERMEYECEĞİM"
Özen, okumayı çok sevdiğini ancak okul masraflarını çoğu zaman karşılayamadığını söyledi.
Eğitimini tamamlayarak topluma yararlı biri olmak istediğini anlatan Özen, "Öğretmen olup fakirlere yardım etmek istiyorum. Bizim gibi mağdur olan ailelerin evsiz kalmalarına izin vermeyeceğim. Babam sağlık olsaydı biz bu durumda olmazdık. Çalışıp bize bakardı. Evin masraflarını çıkaramıyorum. Bize yardım etsinler. Ben bir çocuğum fazla bişey yapamıyorum" ifadelerini kullandı.
"HARUN DA OLMASAYDI AÇ KALIRDIK"
Anne Herdem Özen (47) ise en büyük çocuğunun Harun olduğunu, evladının kardeşlerine bir baba şevkatiyle yaklaştığını belirtti. Sağır olan eşinin iki yıldır hasta yatağında olduğunu vurgulayan Özen, şöyle konuştu:
"İki yıldır çocuklarımla perişan olduk. Eşim sağlıklıyken iyi kötü geçimimizi sağlıyordu. Keşke sağlıklı olsaydı da biz açlığa da dışarıda kalmaya da razıydık. Şimdi oğlum bize bakıyor. Harun da olmasaydı çoluk çocuğumla aç kalırdık. Evimiz de yıkıldı. Kızılay bize bir çadır getirdi. Yağışlar başladığı için çadır da gece çok soğuk oluyor. Kış geldi ne yapacağımızı bilmiyoruz. Yavrularımı nereye götüreyim ben de bilmiyorum. Ağrı Valiliği bize iki defa para yardımı yaptı. Kızılay da iki yıldır yemek getiriyor. Bazen aylık yiyecek getiriyor. Allah razı olsun onlardan. Çadırımız da ıslandığı için 3 gecedir balkonda yağmur altında yatıyoruz. Çocuklarım daha çok küçük yetkililerden yardım bekliyoruz."
