Aslen birbirinden çok farklı mesleklere olan sahip yedi genç yazarın ortak özelliği, insanın tüylerini diken diken eden, tekinsiz hikâyeler yazmaları. Yıllardır hobi olarak kanlı sahneleri, tarif edilemeyen varlıkları ve korkuyu kaleme alan bu genç yazarlar farklı kültürlerin korku öykülerini okuyup yazmaktan sıkılınca kimi zaman kahvehanede, kimi zaman aile büyüklerinden duydukları hikâyeleri yazmaya karar verdiler. Başta kendi memleketleri olmak üzere Anadolu'nun pek çok yerinde, hatta üniversite tezlerinde araştırma yapan bu kalemler bize özgü korku öğelerini kullanmaya başladılar. 2006 yılında basılan ilk kitapları "Anadolu Korku Öyküleri 1" ile öyle çok tanındılar ki kitap az basıldığı için bir süre sonra "hayalet kitap" olarak anılmaya başlandı. İlgi büyük olunca aynı ekip, "Anadolu Öyküleri 2" adlı yapıtlarıyla raflardaki yerlerini aldı. İnsanların kendi hikâyelerini anlatıp yazmalarını istediğini belirten ingilizce öğretmeni Ayşegül Nergis "Yazdıklarımızın gerçek olduğuna inanan ve okudukları yüzünden uyuyamadıklarını söyleyip sitem edenler bile var" diyor. Yaratıcı yönetmen Demokan Atasoy "15 yıldır yazıyorum ama evde tek başıma yazarken korktuğum çok oluyor" diye konuşuyor. Kırsala dair korkuların yalnızlıktan beslendiğini anlatan senarist Koray Günyaşar ise "Hemen her yerde bir tekinsiz köy ya da ev vardır. İnternetten farklı kentlerdeki küçük köylerin sayfalarına ulaşıp öykülerini anlatmalarını istedim. Pek çoğu geri dönüş yapıp o köydeki rivayetleri anlattı, çok da yararlı oldu" diyor. Grubu bir araya getiren isim Galip Dursun'un da asıl mesleği bilgisayar programcılığı. Seriye devam edeceklerini belirten Dursun, bu kez bölge bölge ayırıp derleme yapmak istediklerini söylüyor. Tarihçi Mehmet Berk Yaltırık ise korku hikâyeleri yazmaya ninesinden dinlediği öykülerle başlamış. "Aslında biz Türkler hemen her yerde birbirimize bu tip hikâyeler anlatırız" diyen Yaltırık "Üstelik çok da içselleştirmişizdir, bunlarla yaşamayı sıradan görürüz" diyor.
GİZEMLİ METNİN ORİJİNALİ YANDI
Alternatif moda tasarımcılığı yapan Işın Beril Tetik kitabı yazarken ilginç olayların da başlarına geldiğini dile getiriyor. Kitabın kapağında kullandıkları figürlerin Üsküdar'da tarihi bir evden bulunduğunu söyleyen Tetik "Eski dilde yazılmış metinde tahminen cinleri tasvir eden resimler vardı. Kitabın kapağı hazırlanırken orijinali alev alıp yandı" diyor. Ekip, Anadolu korku öykülerinin en önemli ögelerinin, ters ayaklı tasvir edilen cinler, loğusaya musallat olan alkarıları, cinlerle yapılan evlilikler, tekinsiz ve terk edilmiş köyler, erken ya da trajik ölümler, yatırlar, karabasanlar, dipsiz kuyular olduğunu söylüyor.