Adana'da 6 yıl önce motosikleti çalınan polis memuru Mehmet Y., meslektaşı Suat B.'yi de yanına alarak motosikletini aramak için yola koyuldu. Başka bir motosikletle mahallede dolaşan iki polis 9 Kasım 2008 günü çalınan motosikleti fark etti ve üzerinde 3 kişi olduğunu gördü. İddiaya göre Suat B. motosikletteki gençlere 'dur' ihtarında bulundu. Ancak gençler ihtara uymayınca ateş etti. Polisin açtığı ateş sonucu motosikletin arkasında oturan ve hırsızlık olayı ile ilgisi olmayan 14 yaşındaki Ahmet Yıldırım vuruldu, diğer 2 genç ise kaçmayı başardı. Omuriliğine kurşun isabet eden Ahmet Yıldırım felç oldu. Polisler hakkında 'Olası kast sonucu adam öldürmeye teşebbüs' suçundan Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi'ne dava açıldı.
DAVA ÜÇ KEZ GÖRÜLDÜ
Suat B., olayın kaza sonucu meydana geldiğini iddia ederek, "Motosikleti Mehmet kullanıyordu. Havaya ateş ederken Mehmet'in aniden durması üzerine iradem dışında tabanca ateş aldı. Kazayla oldu" dedi. Mahkeme heyeti, polis Suat B.'yi 'olası kast altında öldürmeye teşebbüs' suçundan 10 yıl hapse mahkum etti. Diğer polis memuru ise delil yetersizliğinden beraat etti. Suat B. karara itiraz etti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, haksız tahrik indirimi uygulanmadığı gerekçesiyle cezayı bozdu. Yeniden yargılanan polis, 2012'de bu kez 5 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Suat B. yeniden itiraz etti. Yargıtay bu kararı da 3 ay önce 'Kanun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez' gerekçesiyle bozdu. 3'üncü kez hakim karşısına çıkan polis, "taksirle yaralama" suçundan önce 375 gün adli para cezasına çarptırıldı. Bu da günlüğü 20 liradan 7 bin 500 lira para cezasına çevrildi. Felç kalan ve tekerlekli sandalyeye mahkum olan Ahmet Yıldırım karara isyan etti. Şu an 20 yaşında olan Yıldırım, "Halen vücudumda olan o kurşun hayatımı deldi, geçti. Tek suçum çalıntı olduğunu bilmediğim o motosikletin üzerinde olmam. Beni internet kafeye bırakacaklardı. Arkada otururken silah sesi duydum. Hırsızlıkla ilgim yok. Zaten beraat ettim. Yaşamım boyunca felç yaşayacağım. Çocukluğum, gençliğim ve hayatım çalındı. Bunun bedeli 7 bin 500 lira olmamalıydı" diye ağladı. Oğlunu zaman zaman sırtında taşıyan baba Nuri Yıldırım ise "Oğlum ömür boyu felçli yaşayacak. İyileşme şansı yok" diye konuştu.