Kadavradan böbrek nakli olduğum 21 Mart 2006 günü ben de tıpkı benimle aynı yaşta olan Mustafa Sağır (31) gibi karma karışık duygularla yollara düşmüştüm. Kaygı, sevinç ve heyecan hepsi bir aradaydı. Üstelik o benden daha zor şartlarda hastaneye yetişebildi. Adıyamanlı Mustafa Sağır'ın kış şartlarında hava yoluyla Antalya'ya, Akdeniz Üniversitesi'ne ulaşabilmesi için organ nakli koordinatörü Nilgün Keçecioğlu, köy muhtarından THY bilet ofisine kadar herkesi seferber etmişti. 526 no'lu odaya girdik. Kendimin de böbrek nakilli olduğunu söyledikten sonra Mustafa ile 5-10 dakika sohbet ettik. Ancak henüz izin verilmediği için Mustafa'yı görüntüleyemedik. "Ben de bu yatakta yattım" dedim Mustafa'ya: "Bu hocalar ve bu yataklar uğurludur."
'AİLENİN ELİNİ ÖPECEĞİM'
Çok sağlıklı görünüyordu ve ilk olarak şunları söyledi: "Çok duygulandım, çok buruk anlar yaşadım. Arkadaşlarımdan hep gerideydim. Hep farklıydım. Kollarım ile ellerim ile ilk olarak bana evlatlarının kollarını bağışlayan annenin elini öpeceğim. Evlenmek istiyorum, çocuğum olsun istiyorum, sevdiklerime sarılmak istiyorum. Ama en çok kendi yüzüme dokunabilmek istiyorum. Traş olmak, yüzümü yıkayabilmek, dişlerimi fırçalayabilmek istiyorum." Ömer Hoca kollarını muayene ettiği sırada, Mustafa kollarını hissettiğini iddia ediyordu. Ama doktorlar "Şu an hissedemez" diyorlar. Aslında bunu söylemesi bile iyi haber çünkü bu durum kollarını kabullendiğinin bir göstergesi. Hocalar, ameliyata son derece olumlu duygular ile giren Sağır'ın aynı olumlu ruh haliyle uyandığını ve bunun da tedaviyi olumlu etkilediğini söylüyor.
'BİZ GENE BAKARIZ'
Baba Mustafa Sağır ise çok heyecanlı, yerinde duramıyor. İşte fedakâr babanın anlattıkları:
Evlenecekti, evlenmedi. Dayısı kızını verdi ama "Ben nakil olmadan evlenemem" dedi.
Kendi işlerini kendi göremiyordu. Annesi ve ben bakıyorduk. Abileri bakıyordu.
Mustafa ayağa kalkınca bağış yapan aileyi ziyarete gideceğiz. Onlara teşekkür edeceğiz, baş sağlığı dileyeceğiz. Sanki kardeşi kardeşine kolunu vermiş. Öyle bir heyecan... Ailecek hepimiz organ bağışı yapmayı düşünüyoruz. Bir canı kurtarıyorsun. Bu çok güzel bir şey.
Kolları çıkarmaları gerekirse, Allah'ın takdiri, yine bakarım. Bir baba, bir anne katlanır. Mutlu olmasını çok isteriz. Kimseye muhtaç olmadan yaşamasını çok isteriz. Hocama da çok teşekkür ediyorum. Bundan sonrası Allah'a emanet.
'İNSANLIĞIN SON NOKTASI'
Organ nakli koordinatörü Nilgün Keçecioğlu: 31 Ocak'ta beyin ölümü gerçekleşmiş genç bir delikanlı. Beyin ölümünden sonra aileyi davet ettim. Sistemle ve ameliyatla ilgili bilgileri verdikten sonra babasının çok endişesi olmadı. Anne de kabul etti. Daha sonra da ben kollarını bağışlayıp bağışlamayacaklarını sordum onlara. Hayır dediler. Kaybettiğiniz bir yakınınızın eline dokunabilecek misiniz başka bir vücutta? Bu insanlar hem her şeyi yapabilecek enerjiye sahip, ama bunları yapamayacak bir eksiklikleri var. Bu ameliyat sonucunda onları topluma kazandırıyorsunuz. Bunları anlattığım zaman kabul ettiler. Bir ailenin evladının kollarını bağışlaması insanlığın son noktasıdır. Bundan daha yüce bir karar olamaz...
'YAPTIĞIM EN RAHAT NAKİLDİ'
Prof.
Ömer Özkan, ameliyat ve hastası için şunları söylüyor: "Mustafa çok motive bir hastaydı. 'Ben size teslim oldum' dedi. Uyandığında ise kollarına bakıyordu. Allah kimseye yaşatmasın o eksikliği ama yokluktan sonra onu görmek çok güzel bir şeydir. Bunu ancak onlar anlar. Biz onların sevincini görmekle yetiniyoruz."
2010'da başladınız, en son 2012'de yaptınız. Arada bir 4 yıl var neden böyle oldu? Biz daha önce bu uygulamayı yaptık ama bu çok yorucu bir süreç. Aldığınız donör, zamanlama hepsi çok önemli. Uçakta sorun çıkabilir, gelemezsiniz. Gittiğimiz her yerde bize çok iyi imkânlar sunuyorlar ama bu hasta kadar kolay olmadı hiçbiri. Kolay demek yani; bize rahat. Organizasyon çok iyi yapıldı. Donör ve alıcılar aynı hastanede, dokular hiç oksijensiz kalmadan, nakil gerçekleşti. Şimdiye kadar yaptığım nakillerin içerisinde en rahatı, konforlusu buydu.
Mustafa ne zaman bize el sallayacak? Haftaya sallar. Nakilden 1 ay sonra hastalar hayata karışabilirler. Biz onlar hayata karışsınlar diye bu ameliyatı yapıyoruz. İzole bir hayat yaşamalarına gerek yok.
Kol naklinde dünyada kaçıncı sıradayız? Merkez olarak biz Fransa'dan sonra 2'nciyiz. Ülke olarak derseniz de Amerika, Fransa, Türkiye olarak sıralanabilir. Rahim, yüz ve kol naklinin hepsinin yapıldığı tek ülkeyiz.