İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki altıncı duruşmaya, tutuklu sanık Dursun katıldı.
Maktul Jesca Nankabirwa'yı temsilen avukatlar Aylin Kırıkçu, Perihan Meşeli, Oya Meriç Eyüboğlu, Selmin Cansu Demir, Fatma Elveren, Neziha Erken ve Özge Çetin de duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı maktulun arkadaşları olduğu belirtilen Uganda uyruklu bazı kişiler de izledi.
Duruşmada söz alan maktulün avukatlarından Perihan Meşeli, tutuklu sanık Dursun'un yargılama süresince sürekli ifade değiştirdiğini, belirterek, "Adli tıp raporlarında maktulün intihar etmediği kesinleşmiştir. Jesca, ciddi bir şekilde eziyet görmüştür. Sanık, maktulü canavarca bir hisle öldürmüştür. Bu yüzden müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını talep ediyoruz" dedi.
Müdahil Sebadduka Jackson Nyanzı'nın avukatı Selmin Cansu Demir ise sanığa verilecek cezanın bütün göçmen kadınlar için önem arz ettiğini söyledi.
Geçen celse verilen ve "kasten öldürmek" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması istenen mütalaaya karşı diyecekleri sorulan tutuklu sanık Dursun, "Mütalaayı kabul etmiyorum. Bir insanı attığınızda bir metre ileri gider, 80 kilodaki bir insanı nasıl atacaksın? Ben mahkemenin adaletine sığınıyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
Sanık avukatı Ahmet Şentürk, mütalaanın erken verildiğini iddia ederek, olayın daha ayrıntılı şekilde araştırılması gerektiğini belirterek, maktulün düştüğü yer, düşme şekli ve yerdeki pozisyonunu belirlenmesi için mahkemece belirlenecek bir fizik profesöründen rapor alınmasını talep etti.
Talebe ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, yargılamanın geldiği durumu göz önüne alarak ret kararı verdi. Bunun üzerine sanık avukatı Şentürk de "reddi hakim" talebinde bulundu.
Sanık avukatı Ahmet Şentük'ün "reddi hakim" talebinin, değerlendirilmesi için dosyanın üst mahkeme sayılan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı 24 Mayıs'a erteledi.
Yaklaşık bir yıldır Türkiye'de yaşamaya başlayan ve Sultangazi'de bir tekstil fabrikasında çalıştığı belirtilen Ugandalı Jesca Nankabirwa'nın, 6 Eylül 2014'de kaybolduktan dört gün sonra öldüğü anlaşılmış ve cesedi arkadaşları tarafından Yenibosna Hastanesinin morgunda bulunmuştu.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Nankabirwa'nın ölümü sırasında evde bulunduğu tespit edilen ve gözaltına alınarak tutuklanan şüpheli Enver Dursun'un "kasten öldürme" suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Yargılama sırasında mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda , "Nankabirwa'nın cesedinin yüzü eve, sırtı dışarıya dönük olduğu ve kolunda sırt çantasının bulunduğu, düşmenin itme veya benzeri bir nedenden kaynaklanmış olabileceği" belirtiliyor.
