Yüzyıllardır adada yaşayan ve Kıbrıs'ın kültürel çeşitliliğin en önemli parçalarından biri olarak toplum yaşamının her alanında varlık gösteren Afro Kıbrıslıların tarihsel kökeni ve yaşadıkları sorunlar Yakın Doğu Üniversitesinde düzenlenen panelde konuşuldu. YDÜ Atatürk Eğitim Fakültesi Halk Bilimi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Burak Gökbulut'un başkanlığını üstlendiği paneli, Mütevelli Heyeti Başkanı Danışmanı da olan YDÜ Mükemmeliyet Merkezi Başkanı Prof. Dr. Evren Hınçal, Kıbrıs Araştırmaları Merkezi Başkanı ve YDÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Öznur'un yanı sıra pek çok akademisyen, öğrenci ve katılımcı takip etti.
Afro Kıbrıslıların akademisyen, sanatçı, yazar, sporcu, polis, öğretmen, esnaf, çiftçi ve daha pek çok meslek grubunda varlık gösterdiğini vurgulayan Serap Kanay, Afro Kıbrıslıların en yoğun yaşadığı bölgeler olarak ise Mesarya, Mağusa, İnönü, Lefke, Serhatköy, Bostancı, Köprülü, Yalova, Bostancı gibi bölgeler öne çıktığını söyledi.
Kendisini 'Türkçe konuşan Kıbrıslı siyah kadın sanatçı' olarak tanımlayan Serap Kanay, panelin gerçekleştiği salona aile ağacını yansıtarak, kişisel deneyimlerinden de söz etti. Kanay, Afrika kökenli Kıbrıslıların yaşamları ile ilgili de bilgiler verdi. Evlilikler yoluyla, yerli halkla kaynaşıldığını söyleyen Kanay, adada yaşayan 100'ü aşkın Afrika kökenli Kıbrıslıyla röportaj yaparak hazırladığı üç kitabı yakın zamanda yayımlayarak tarihe not düşmeye hazırlandığını da kaydetti. Araştırmacı Kıbrıslı olduğunu ama Afrikalı kökenleriyle de gurur duyduğunu, ama adaya yeni yerleşen Afrikalı insanlardan da farklı bir konumda olduklarının altını çizdi.
Panelin soru cevap bölümünde, Kıbrıs'ta ırkçılık olup olmadığı ile ilgili de yoğun tartışmalar yaşandı. Günlük yaşamda üzerinde çok fazla düşünülmeden kullanılan pek çok ifade ve davranışın ırkçılığı olağanlaştırdına dikkat çeken Kanay, siyah bireyler için kullanılan ve halk diline yerleşen "halayık, arap, zenci, siyahi, negro" ve benzer kelimelerin kullanılmasının, nefret içermiyor olsa bile ırkçılık olduğunu vurguladı.
Bu kelimelerin günlük dilden tamamen çıkarılması için mücadele ettiklerini belirten Kanay, "Özellikle 'halayık' kelimesi hiç de sevecen bir terim değildir. Bu ifade tarihte horlanan, kötü davranılan, ırzına dahi geçilebilen kadın kölelere verilen bir isimdi. Arap, halayık gibi kelimeler aslında uğranılan ırkçılığın bir uzantısıdır" ifadesini kullandı.