Ali İmran suresinin 26-27. ayetleri, insanın dünya ve ahiret hayatı arasındaki dengeyi kurarken, Allah'a olan teslimiyetinin hayatın her alanında nasıl bir rehber olduğunu gösterir. Ali İmran 26-27. ayet okunuşu, Türkçe anlamı ve meali Allah'ın rahmet ve yardımını araması gerektiği hatırlatılırken, her şeyin sonunda Allah'ın hüküm ve hikmetine teslim olmanın önemi vurgulanır.
Kulillâhumme mâlikel mulki tû'til mulke men teşâu ve tenziul mulke mimmen teşâ'(teşâu), ve tuizzu men teşâu ve tuzillu men teşâ'(teşâu, bi yedikel hayr(hayru), inneke alâ kulli şey'in kadîr(kadîrun). [Ali İmran, 26]
Tûlicul leyle fîn nehâri ve tûlicun nehâra fîl leyl(leyli), ve tuhricul hayya minel meyyiti ve tuhricul meyyite minel hayy(hayyi), ve terzuku men teşâu bi gayri hısâb(hısâbın). [Ali İmran, 27]
De ki: "Ey mülkün gerçek sahibi olan Allahım! Mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden çekip alırsın. Dilediğini yüceltirsin, dilediğini de alçaltırsın. Her türlü iyilik senin elindedir. Hiç kuşku yok sen her şeye kadirsin." [Ali İmran, 26]
"Geceyi gündüze katarsın, gündüzü de geceye katarsın. Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın ve dilediğine sayısız rızık verirsin." [Ali İmran, 27]
Ali İmran Suresi Okunuşu için Tıklayınız
Ali İmran 26. ayet tefsiri şu şekildedir:
Mülkü sadece peygamberlik olarak yorumlayan yorumcular, "mülkün geri alınması" ifadesini şöyle açıklarlar: Yahudiler, son peygamberin geleceğini biliyorlardı. Ancak peygamberleri öldürdükleri ve kutsal kitabı değiştirdikleri için, Allah İsrailoğullarını bu özel ayrıcalığı sonlandırdı. Bu nedenle Yahudiler, Hz. Muhammed'e karşı çıktılar ve putperestlerle iş birliği yaptılar. Mülkü sadece peygamberlik anlamıyla sınırlamayan yorumcular ise, "kudret, yönetme gücü, zafer, egemenlik, maddi ve manevi imkanlar gibi her türlü güç" gibi anlamlarla ilgilenirler. Bu yorumcular, Allah'ın bu nimetleri dilediğine vermesi ve dilediğinden almasıyla ilgili olarak, kul iradesinin Allah'ın iradesi karşısında nasıl bir etkisinin olduğunu tartışırlar.
"Dilediğini yüceltirsin, dilediğini de alçaltırsın" şeklindeki ifadeye dayanarak, yorumcular "izzet" ve "zillet" kavramlarını incelerler. Bu kavramların dünyevi anlamlarını açıklarken, dinî içeriği de göz önünde bulundurmak önemlidir.
"Her türlü iyilik senin elindedir" ifadesiyle, gerçek anlamda iyiliğin yalnızca Allah'ın gücünde olduğu vurgulanır. Bu, insanların gelecekle ilgili umutlarını belirledikten sonra "hayırlısı Allah'tandır" diyerek ifade etmeleriyle uyumludur.
Ali İmran 27. ayet tefsiri ise şu şekildedir:
"Geceyi gündüze katarsın, gündüzü de geceye katarsın" ifadesi genellikle iki şekilde açıklanır: bazen gecenin süresi kısaltılır ve bu süre gündüzün içine katılır, bazen de tam tersi yapılır. Benzer şekilde, "Ölüden diriyi çıkarırsın, diriden ölüyü çıkarırsın" cümlesi, yaşamı yeniden canlandırma ve sonlandırma kavramlarına Kur'an'da kullanılan terimlerle bağlantılı olarak çeşitli şekillerde açıklanmıştır. Bazıları maddi hayatla ilgilidir, topraktan bitkilerin filizlenmesi gibi. Ayrıca, manevi benzetmelerde müminin kâfiri, iyi insanın kötü insanı dünyaya getirmesi gibi örnekler verilmiştir.
Aynı şekilde, "Ve dilediğine sayısız rızık verirsin" ifadesiyle vurgulanmak istenen anlama ilişkin çeşitli olasılıklar öne sürülmüştür. Bunlar arasında, Allah'ın kimseye ne kadar rızık vereceğine dair sorgulanamaz bir iradeye sahip olduğu, O'nun bağışının ve lütfunun sonsuz olduğu ve O'nun rızkı verirken kişinin hak etmesine değil, kendi takdirine göre hareket ettiği sayılabilir.