İsra Sûresi'nin birçok fazileti bulunur ve muhakkak doğru anlaşılması gerekir. Kıyamet gününe değinen sûrede, Allah'ın (c.c.) kudretinden ve hikmetinden bahsedilir. Hz. Muhammed'in (sav), yaptığı manevi yolculuğa dair bilgilerin yanı sıra inançla ilgili hususlar da paylaşılır. Bu sûrede, müminlerin bütün kalpleriyle Allah'a teslim olmaları gerektiğine vurgu yapılır. İsra Suresi 80. ayet okunuşu, anlamı, meali ve tefsiri muhakkak öğrenilmelidir.
Büyük bir kısmı Mekke'de nüzul olan İsra Sûresi'nin, 26., 32., 33., 57., 73., ve 80. ayetleri ise Medine'de indirilmiştir. İsra sözcüğünün anlamına bakıldığında, "gece yürüyüşü" demek olduğu görülür. Sûreye bu ismin verilme nedeni ise Hz. Muhammed'in gece yaptığı kutsal yolculuk sırasında göğe (Mirac) yükselmesidir. Her biri Allah'ın (c.c.) kelamı olduğundan dolayı âyetlerin doğru okunması ve anlaşılması gerekir. Kutsal metnin anlamının bozulmaması, manevi etkisi ve edilen duaların kabul olması için mutlaka doğru okunmalıdır. İsra Sûresi 80. âyet Arapça yazılışı ve Türkçe okunuşu ise şu şekildedir:
"Vekul rabbi edḣilnî mudḣale sidkin veaḣricnî muḣrace sidkin vec'al lî min ledunke sultânen nasîrâ(n)"
İsra Suresi Okunuşu İçin Tıklayınız
Arapça bilmeyenler için âyetlerin mealleri oldukça önemlidir. Müslümanlar tarafından Kur'an-ı Kerim'in doğru anlaşılmasını ve uygulanmasını sağlar. İslam'ı, pratik bir biçimde günlük hayata, davranışlara ve düşüncelerine yansıtmaya yarar. Bunun için tüm sûrelerin olduğu gibi İsra Sûresi 80. âyetin meali de öğrenilmelidir.
De ki: "Rabbim! (Gireceğim yere) doğruluk ve esenlik içinde girmemi sağla. (Çıkacağım yerden de) beni doğruluk ve esenlik içinde çıkar. Katından bana yardımcı bir kuvvet ver."
Kur'an-ı Kerim'i derinlemesine incelemek, verdiği öğütleri öğrenmek ve Allah'ın (c.c.) mucizelerini anlamak gönülden iman edebilmeye destek olur. İslam alimleri tarafından yapılan tefsirler ise bu anlamda oldukça faydalıdır. Bir rehber olması açısından İsra Sûresi 80. ayet tefsirine mutlaka bakılmalıdır.
"Tefsirlerde genellikle âyetteki "giriş" ile Resûlullah'ın hicret sırasında Medine'ye girişinin, "çıkış" ile de Mekke'den çıkışının kastedildiği belirtilmektedir (Taberî, XV, 149-150; Zemahşerî, II, 372; Şevkânî, III, 285). Hz. Peygamber'in Mekke fethi için Medine'den çıkmasına ve Mekke'ye girmesine işaret edildiği de öne sürülmüştür. Ancak İbn şûr'un da belirttiği gibi (XV, 187) sûrenin Mekke'de inmiş olması bu ihtimali zayıflatmakta; âyetin, Hz. Peygamber'in Medineli müslümanlarla yaptığı, hicret planının başlangıcını oluşturan Birinci Akabe Biatı'ndan kısa bir süre önce inmiş olduğunu, dolayısıyla burada hicret yolculuğuna işaret edildiğini düşünmek daha isabetli görünmektedir… Bununla birlikte âyette daha genel olarak insanın bir yere girerken veya çıkarken, bir işe başlarken veya bitirirken daima her şeyin iyi ve düzgün gitmesi, dürüstçe yapılması, sonucunun hayır doğurması için çabalaması; niyetinin ve gönlünün bu yönde olması; ayrıca bunun için dua edip Allah'tan iyilik yönündeki çabalarında yardım dilemesi gerektiğine işaret edildiği de düşünülebilir."