Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Dünya Ruh Sağlığı Günü: Delilere, deli demek yasaktır!

Bugün 10 Ekim 2010... Rakamlarla ifade edersek:
10.10.2010... Çoğu insan böyle bir günü anlamlı sayıyor. Nişanlanacak ya da evlenecek nice çift tören için bugünü tercih etti.
Acaba niye? "10" sayısından ve onun tekrarlamasından tatlı bir haz aldıklarından mı?
Yoksa ileride eşe dosta, "Biliyor musunuz, biz 10.10.2010'da evlendik, yaa..." diyerek hava atabilmek için mi?
Belli: Kafayı bir şeye takmışlar ama neye?

***

"Kafayı takmak" dedim de aklıma geldi:
Dün gelen bir mesaj, 10 Ekim'in aynı zamanda, "Dünya Ruh Sağlığı Günü" olduğunu belirtiyor ve gazetecileri konuya eğilmeye davet ediyordu.
Türkiye Psikiyatri Derneği yazılarımızla halkı bilinçlendirmemizi istemiş.
Ancak anlamadığım bir nokta var: "Sevgili okurlar, biliniz ki 10 Ekim, Dünya Ruh Sağlığı Günüdür" demekten başka ne yapacağız? Mesajda bu konuda bir ipucu bulamadım.
Örneğin, "Akıl dengenizin bozulduğunu hissederseniz, çekinmeden bir ruh sağlığı uzmanına danışın" mı diyeceğiz? (Bu cümlenin sokak diline çevirisi şöyledir: "Kafayı yediğinizde deli doktoruna gidin!")
Tam bu noktada internete baktım:
Galiba asıl istenen, aklın da, beden gibi hastalanabileceğini kabul etmek ve dolayısıyla ruh hastalarına "deli muamelesi" yapmamak.
(Not: Sevgili doktorum, işte yazdım; tam istediğin gibi okurlarımı bilinçlendirdim. Artık görevini yapmanın verdiği iç huzuruyla, başıma bir huni koyup karşıdaki binayı kundaklayabilir miyim? Olmaz mı? Niye ki?)
***

Laf açılmışken sorayım: Artık ortalıkta dolaşan delilerin çok azaldığının farkında mısınız?
Eskiden her mahallenin bir delisi vardı. Çevreye büyük zararlar vermedikleri sürece, mahalleli onlara kol kanat gererdi.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne (sadece orası vardı) gönderilmeleri için iyice zıvanadan çıkmaları gerekirdi.
Yoksa giysi ve yiyecek verilir, makaraya alma karşılığında mahalle kahvesinde çay ısmarlanırdı. Ben böyle birçok deli tanıdım.
Şimdi ise çevrede deliye rast gelmiyorum. Niye?
Çünkü bazı aymazların iddia ettiğinin tersine ortada "mahalle" kalmadı, kalmıyor!
Mahalle, herkesin birbirini tanıdığı bir toplumsal birimdir. Ama büyük kent, insanları birbirine yabancı kıldı. Anonimleştirdi.
TOKİ'nin ya da Ağaoğlu'nun yaptığı, o temiz, o düzenli, o şık sitelerde bir delinin barınması mümkün mü?
Beyoğlu'nun arka sokaklarında, Tophane çevresinde mahalle delileri hâlâ var.
Kapitalizm oralara el atıp "mutena semtler"haline getirene dek serbestçe yaşayacak, sonra da kent çeperine doğru sürülecek ya da bir "koğuşa" gönderilecekler...
Deliler ve onların gönüllü bakıcıları semti terk ederken, yerlerini "Ay çok çılgın" sanatçılar alacak.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA