Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Aman hayat bayram olmasın!

Hayat Bayram Olsa adlı parçasını şarkıcı Şenay ilk kez 1973 yılında söylemiş. Sözlerini bir kez daha hatırlayalım mı?
Şu dünyadaki en mutlu kişi mutluluk verendir / Şu dünyadaki sevilen kişi sevmeyi bilendir / Şu dünyadaki en bilge kişi kendini bilendir / Şu dünyadaki en olgun kişi acıya gülendir //
Bütün dünya buna inansa, bir inansa / Hayat bayram olsa / İnsanlar el ele tutuşsa, birlik olsa / Uzansak sonsuza // Şu dünyadaki en soylu kişi insafa gelendir /
Şu dünyadaki en zengin kişi gönül fethedendir / Şu dünyadaki en üstün kişi insanı sevendir / Şu dünyadaki sevilen kişi sevmeyi bilendir //
Bütün dünya buna inansa, bir inansa / Hayat bayram olsa / İnsanlar el ele tutuşsa, birlik olsa / Uzansak sonsuza...

***

Aradan 38 yıl geçmiş. Hâlâ radyolarda ve ekranlarda çalıyor; geçen gün yine dinledim. Çünkü sözlerin dile getirdiği arzu çok güçlü: "Hayat bayram olsa!"
Bayram deyince aklımıza hep güzel duygular, tekrar yaşamayı istediğimiz anılar gelir.
Bense bundan biraz kuşkuluyum: Bir süredir bayramlar acıyı hatırlatır oldu. Neden mi?
Trafik kazaları yüzünden...
Duble yollar yapıldı... Hava yastıkları ve ABS fren sistemi gibi özellikler sayesinde araçlar eskisine göre çok daha donanımlı... Ayrıca emniyet kemeri takma zorunluluğuna birçok kişi uyuyor...
Yine de tatilin ilk iki gününün bilançosu yine vahim: 40 ölü, 167 yaralı...
İstatistiklere baktım: 2001 yılında Türkiye'de 4 bin 386 kişi ölmüş trafik kazalarında...
2003'te sayı 3 bin 969'a düşmüş. Ancak 2007'de fırlayıvermiş: 5 bin 7 ölü...
Geçen yıl (2010) ise ölü sayısı 4 bin 45 olmuş.
Araç sayısı her yıl arttığı için, 4 bin küsur civarında gezinen bu sayılar görece bir azalmaya işaret edebilir. Buna karşılık diğer ülkelerle, bilhassa Avrupa'dakilerle kıyaslandığında durumumuz berbat.
Brezilya, Kamboçya, Çin, Mısır, Hindistan, Kenya, Meksika, Rusya ve Vietnam'ın yer aldığı "Trafik kazalarında en kötü durumdaki 10 ülke" kategorisindeyiz.
"Türkiye ilerliyor" diye övünüyoruz ya... Yalan değil ama hayat standardı "kazanılan paradan" ya da "sahip olunan araç sayısından" ibaret değil ki...
Asıl gelişme, "refah" ve "teknoloji", ölüm değil yaşam, sakatlık değil sağlık getirdiğinde olur. Gerçek ilerleme odur.
Neyse... Giden gitti, bari dönerken dikkatli olun.
Bayramınız kutlu olsun!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA