Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Osman Baydemir'in o törende ne işi vardı?

Dün bizim gazetede ilginç bir Diyarbakır haberi vardı. Başlığı şöyleydi:
"Atatürk'ün gelişinin 74'üncü yılında askerler yürüdü".
Bir anlık dalgınlıkla, 1916 yılındaki gelişi anılıyor sandım: Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşı'nın ardından, Doğu Cephesi'nde 16'ncı Kolordu Komutanı olarak görevlendirilmişti.
O sırada 35 yaşındaydı ve görev yerine giderken, bugünkü tabirle, tuğgeneralliğe yükseltildiğini öğrenmişti.
Haberi okumaya başladım... Gördüm ki geçen gün kutlanan geliş, "o" geliş değil... 2'nci Ordu Komutanı olarak 1917'deki tekrar gelişi de değilmiş.

***
Peki neymiş? Efendim, Atatürk'ün 15 ve 16 Kasım 1937'deki Diyarbakır ziyaretini kutluyormuş yürüyen askerler.
Faysal Karadeniz'in haberine göre kutlama şöyle yapılmış: Önce Atatürk'ün gelişi tren garında temsili olarak canlandırılmış.
Ardından asker yürüyüşe geçmiş. Yürüyüş esnasında askerler, "Vatan sana canım feda" ve "Her şey vatan için" diye slogan atmışlar.
Askerlerin yürüyüşü Atatürk Anıtı önünde son bulmuş. Törene BDP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve yardımcısı Abdullah Sevinç de katılmış.
***
"Bu haberin nesi ilginç"
diye soracaksınız... Anlatmaya çalışayım: Bu tip bir kutlamada askerin yürümesi bence skandaldır.
Eğer Mustafa Kemal'in, Diyarbakır'a, 1916 ve 1917'deki gelişlerinden biri kutlansaydı, askerin yürümesi bir nebze olağan karşılanabilirdi.
Ancak 1937'de Atatürk artık Cumhurbaşkanıydı. Sivilleşmeye ve demokratikleşmeye çalıştığımız şu dönemde, ilk cumhurbaşkanının, Başbakan Celal Bayar ile kente gelişi niye "askeri" yürüyüşle kutlanıyor?
Buna militarizm denir!
Belediye Başkanı Osman Baydemir'in böyle bir törende yer alması da yine skandaldır.
Halkın oyuyla başkan seçilmiş sivil bir kişinin, militaristleştirilmiş bir törende ne işi var?
***
Kutlanan olay, "düşman işgalinden kurtuluş" olsa; hadi neyse... İşgal edilmiş ülke ve kentler, böyle kutlamalar yapıyor dünyanın her yerinde...
"Atatürk'ün gelişini-gidişini kutlamak" zaten tuhafın da tuhafı bir uygulamayken... Hele bunu rap raplı törenle ifa etmek militarizmin şahıyken... PKK'nın artık silah bırakmasını isteyip, tarafları demokrasiye davet eden bir Kürt belediye başkanı, o tarz bir törene niye gider?
"Kürt ulusalcısı" BDP'liler, Türk milliyetçiliğini çağrıştıran her şeye olur-olmaz itiraz ettikten sonra, nasıl oluyor da bu törene katılıyorlar?
Osman Baydemir, "Ya ne yapsaydım" diyorsa... İşte ona bir alternatif:
Madem Diyarbakır ile Atatürk'ün ilişkisini vurgulayacak: O zaman bunu "5 Nisan" günlerinde yapsın.
***
Mehmet Önder
'in "Atatürk'ün Yurt Gezileri" adlı kitabından öğrendiğime göre, Diyarbakırlılar, 5 Nisan 1926'da Atatürk'ü fahri hemşerileri ilan etmiş. Ayrıca Diyarbakır'a geldiğinde kaldığı Samanoğlu Köşkü'nü de ona hediye etmişler.
Belediye Meclisi bu kararları telgrafla Ankara'ya iletmiş. Atatürk de aynı gün memnuniyetini bildirmiş. Daha sonra 5 Nisan, Diyarbakır'da "Atatürk Günü" olarak kutlanır olmuş... Osman Baydemir asıl 5 Nisan törenlerine etkin biçimde katılsın. Asker "sessizce" temsil edilmek yerine, orada da gösteri yapmaya kalkışırsa, icabında arkadaşlarıyla birlikte çekilsin.
Böyle askerli törenleri normal karşıladığımız sürece, bu ülke ne militarizmden kurtulur, ne de vesayet rejiminden! Bilginize...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA