Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Başkanlık serinliği

Arşive baktım. İki buçuk yıl geçmiş. Ancak değişen bir şey olmamış. Başkanlık Sistemi'nden söz ediyorum... Tartışmalar hız kazandığında, Kadir Has Üniversitesi, halkın sosyal ve siyasal eğilimlerini ortaya koyan araştırmasında başkanlıkla da ilgili sorulara da yer vermiş:
"Yeni yapılacak anayasada, ülkenin yönetim tarzının nasıl olması gerektiğini düşünüyorsunuz?" Cevaplar:
- Parlamenter Demokrasi yüzde 65.8...
- Başkanlık yüzde 21.2...
- Yarı Başkanlık yüzde 4.4...
Bu sonuçlara bakarak özetle şöyle demiştim: Başkanlığı savunanlar, sürekli olarak devlet çarkıyla ilgili konuşuyor.
Örneğin: "Başkanlık sayesinde Türkiye'nin gelişmesini engelleyen koalisyonlar olmayacak" ... "Başkan hızlı karar vereceği için, işler daha çabuk bitirilecek" diyorlar.
Bunlar elbette güzel öngörüler de... Vatandaş bundan ne kazanacak?
Kadir Has Üniversitesi'nden sonra da başkanlıkla ilgili birçok kuruluş araştırma yaptı. Sayılar ve oranlar elbette farklıydı.
Ancak on araştırmanın dokuzu aynı sonucu veriyordu: Vatandaşın başkanlığa ilgisi zayıftı.
Niye? Çünkü halk 1946'dan beri çok partili hayata alıştı. Parlamenter Sistem'in girdisini çıktısını öğrendi. Ne yapar, nasıl davranırsa, ne tür bir sonuç alacağını az-çok biliyor.
Başkanlık Sistemi ise bir muamma... Bu sistemin, mesela ekonomik açıdan kendisine ne gibi kazançlar sağlayacağını göremiyor.
Mesela şimdiki sistemde, milletvekili aracılığıyla icabında bakana kadar ulaşarak sorununu çözüyor vatandaş. Ancak aynı yolun başkanlıkta çalışıp çalışmayacağını bilemiyor.
Bilmediği için de "Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan olmayayım" diye temkinli davranıyor.
20 Şubat 2013'te, yani iki buçuk yıl önce ben o satırları yazarken halk başkanlığın avantajlarını göremiyordu. Hâlâ da göremiyor.
Başkanlığı savunanlar söyle diyor: "İşte bakın, Parlamenter Sistem'in ürettiği Meclis aritmetiği, hükümetin kurulmasına izin vermedi... Halbuki Başkanlık olsaydı, sistem çoktan çalışmaya başlamıştı."
Bu söz doğru! Ancak vatandaşı ikna etmiyor. Neden? Çünkü halk şöyle düşünüyor:
"Siyasiler kişisel çıkarlarını bir yana bıraksalar, hükümeti bal gibi de kurarlar. Maaşları söz konusu olduğunda, nasıl da işbirliği yapıyor; kendilerine zam yapacak kanunu birkaç saatte Meclis'ten geçiriyorlar."
Böyle düşünenleri ikna etmek siyasetçinin görevidir.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA