Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Ortaya karışık

Kenan Paşa, darbesini yaptıktan on sekiz gün sonra Harbiye öğrencilerine "sakın politikaya karışmayın" demiş, Emre Aköz de onun aslında "acele etmeyin, yüksek rütbelere gelmenizi bekleyin, disiplini bozmayın" demek istediğini belirtiyor!
Acı acı gülerek okudum.
Belki de paşa, "Talat Aydemir gibi düşük rütbeli birinin peşine takılmayın" demek istemiştir canım...
Belki de bu, "Nevzat Tandoğan mantığının" yansımasıdır: "Bu ülkeye darbe lazımsa onu da biz yaparız, size ne oluyor?"...
Gerçekten de bu ülkede bir "askerin politikaya karışmaması" teranesi sürüp gitmektedir. Ne zamandan beri? Balkan Savaşı'ndan beri!
O savaşta korkunç bir yenilgiye uğramıştık, Osmanlı ordusu dünkü eyaletlerinin üç buçuk orduları karşısında rezil olmuştu. Tek mermi atmadan kaçanlar vardı. "Aynı partiyi tutmuyor" diye komutan emri dinlemeyenler vardı.
Atatürk (Mustafa Kemal dersek kızıyorlar) bunu şiddetle eleştirdi.
Bu yüzden de darbeyle iktidara gelen İttihat ve Terakki yöneticileri tarafından hep "geri planda" tutuldu, terfi ettirilmedi, olmayan birliklerin komutasına atandı, hep harcanmak istendi...
İktidarda olduğu süre boyunca onu hep ezmek istemiş olan Enver Paşa'nın şimdi Kemalistler tarafından büyük kahraman olarak kabul edilmesi, birçok ulusalcının "zavallı cehaletinin" hem gülünecek hem ağlanacak örneğidir.
Atatürk politikaya o kadar karışmamak istiyordu ki, mütarekede Harbiye Nazırı olmak için çok uğraşmış, "yapmayacaklarını" görünce Anadolu'ya geçip direniş başlatmak gereğini duymuştu...
Ordunun politikaya karışmamasına cumhuriyet devrinde de özen gösterildi.
O kadar gösterildi ki, milletvekillerinin de, bakanların da çoğu "asker kökenli" oldu!
Ordu politikaya o kadar karışmadı ki, 1938 yılının kasım ayı ortalarında, İnönü'nün cumhurbaşkanlığına İstanbul'da 1. Ordu Komutanlığı'nda, Selimiye'de karar verildi.
Ordu politikaya o kadar karışmadı ki, 1950 yılının mayıs ayı sonlarında İnönü'ye "iktidarı bunlara bırakmayın paşam, darbe yapalım" diye teklif götürenler herhalde Fransız subaylarıydı...
Ama herhalde biz yanlış biliyoruz. Ya da aklımız ermiyor.
27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat, uzaylıların bu gezegene yaptıkları müdahalelerdir. Darbeyi Goralı Komutan Logar yapmıştır, zaten uzun zamandır dünyalılara gıcığı vardı!
Talat Aydemir de asker değil, inşaat müteahhidiydi herhalde.
Ordunun politikaya karışmamasını isteyen iki büyük önderin, Atatürk ve İnönü'nün meslekleri nedir?
Biri cumhurbaşkanı, öteki önce başbakan sonra cumhurbaşkanı, sonra günün birinde yeniden başbakan olmuştu, onu kastetmiyorum, o politika yapmak mıdır canım? Başbakanlık yapmaya politika yapmak mı denir? Mesleklerini soruyorum.
Atatürk bir doktor muydu?
İnönü bir mühendis miydi?
Acaba Cemal Gürsel kasap, Cevdet Sunay manav, Fahri Korutürk marangoz, Kenan Evren terzi miydi?
Özel sektörden mi gelmişlerdi?
Herhalde "cahil halkın seçtiği" Celal Bayar, Turgut Özal, Süleyman Demirel gibi adamlar da asker kökenli olsalar gerek, politikaya karışmaları pek istenmemişti de...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA