Nikâhta keramet vardır derler ama bunun tarihinde de keramet olduğunu yeni öğrendik...
"İki bayram arası evlenilmez" safsatasını artık pek ciddiye alan kalmadı ama "yuvarlak hesap" birçok kişinin ilgisini çekiyor. (Ramazan Bayramı'yla Kurban Bayramı'nın arasında kalan iki ay on gün "bayram arası" oluyor da, bunun devamı, yani Kurban Bayramı'yla Ramazan Bayramı arasında kalan dokuz ay yirmi gün bayram arası olmuyor mu?)
Yalnız Türkiye'den değil, bütün dünyadan sözediyoruz: "12.12.12" de evlenmek isteyen milyonlarca kişi nikâh salonlarına koşmuş.
On ikinin kerametinden yararlanmak için önce boşanıp sonra bu tarihte yeniden evlenenler bile varmış! Bu mutluluklarını da "sosyal medyada" kendi zekâ düzeylerindeki kişilerle paylaşıyorlar.
İçlerinde, kerameti katmerli hale getirebilmek için nikâh anını da "öğle vakti saat 12'yi 12 geçeye" denk getirenler bile var.
Eh, çocuğu da geceyarısını on iki geçe yapacaklar herhalde ama en acar damat bile bu ince ayarı nasıl verebilecektir acaba?
On ikinci yılın on ikinci ayının on ikinci günü...
Ama binyılın başı tutmuyor işte... Keşke "12. 12. 2112" tarihini bekleselerdi, fakat bu azıcık geç olacak, gelin o güne kadar adetten kesilir, damadın da eli ayağı tutmaz.
Ben asıl "12.12.1912" tarihinde evlenmiş olan ninelerimizi ve dedelerimizi merak ettim, kaçta kaçının evliliği hayırlı gitmiş, kaçı tökezlemiş? Tam yüz yıl önce yapılan bu evliliklerden kaçı boşanmayla sonuçlanmış?
Yani, ne halta yaramış bu yuvarlak hesap nikâhı?
"Milyonların merakla beklediği tarihmiş" bu, üstünden iki gün geçti, hiçbir fevkaladeliğini hatırlamıyorum. Yazımı yazdım, lodos fırtınasından başım tuttuğu için iki aspirin alıp yattım uyudum. Bu yaşta bizde saat on ikiyi on iki geçe çocuk tutturacak hal de yok maalesef...
Ama çocuğun nüfus kâğıdına doğum tarihi olarak "12.12.12" yazılsın diye hastaneye gidip sezaryenle erken doğum yapanlar bile çıkmış! "Çocuğum kafadan Amerikan vatandaşı olsun, belki günün birinde Obama'nın yerine geçer" diye doğumunu gidip Amerika'da yapan uyanık zengin karılarını biliyorduk ama, bu kadarına pes.
Bir benzerini de 2000 yılında görmüştük, okumamış kenar mahalle kızı ağzıyla "milaeenyuuum" döneminde nikâha koşanlar olmuştu.
İşin matrağı, 12.12.12 tarihinde evlenen birçok Müslüman evladı, o tarihin kendi takvimine göre "28 Muharrem 1434" yani "28.01.34" olduğunun da farkında değil!
İsterseniz "29 Teşrin-i Sâni 1428" yani "29.09.28" de diyebilirsiniz, bu da Osmanlı'nın alafrangası olur.
Bu tür saçmalıklara çılgınlık diyorlar. Çılgınlık falan değil, bütün dünyada medyanın körüklediği bir dıngıllıktır.
Hani tıpkı, "Silivri'de haksız yere yatan zavallı temiz aile çocuğu faşistler" edebiyatını körükler gibi...
Bakalım basın çakallarının yaygarası faşistleri kurtarabilecek mi, pardon, bakalım on ikinci ayın on ikinci gününde evlenen çiftlerin çocukları gürbüz olacak mı?
