İster muhalif olun ister muvafık, bana herhangi bir partinin "parti meclisi üyelerini" sayın bakalım...
Sayamazsınız.
Peki kendi partinizinkini sayın, oy verdiğiniz partinin meclisini...
Sayamazsınız. Google'a bakmanız gerekecektir. (Neyzen Tevfik gibi künyelerini almak için partiye telefon da edebilirsiniz ama kimse sizinle uğraşmaz.)
Peki, onu bırakın, merkez karar ve yürütme kurulu üyelerini sayın.
Sayamazsınız. Gazeteci de sayamaz.
Disiplin kurulu? I ıh. Yedek üyeler? Hadi canım...
Yahu onu da bırakın, şu bakanlar kurulunu sayın bari...
Birkaç isimde kalırsınız.
Çünkü seçmen "vitrine" oy vermez, partinin bütününe ve lidere oy verir. Bir "genel algıdır" seçmenin elini mühüre götüren.
Ne Ahmet'in parti yönetimine katılmasıyla seçim kazanılır, ne Mehmet'in liste dışı kalmasıyla seçim kaybedilir.
Üç gündür CHP amigosu gazetelerde çarşaf çarşaf listeler yayınlanıyor, kurultayda parti meclisine Ahmet girmiş Mehmet girememiş, Ayşe başarı göstermiş Fatma çizik yemiş... Hasan listeyi delmiş, Hüseyin kontenjandan sıyırmış...
Çarşaf liste, blok liste, maymuncuk liste, bilmemne liste... Kaç oy kullanılmış da kaçı geçersiz sayılmış...
Yazan gazetecinin bile umurunda değildir.
Giren çıkan kim ve ne olursa olsun, bunlar gene yüzde 25'le yetineceklerdir.
Öyleyse niçin bu kavga gürültü?
Milletvekilliğini garantiye almak için.
Nasıl olsa "yüz kişi kadar" sokarlar, mesele o grupta bulunmak.
Az satışlı gazetelerde adı geçince de meşhur oldum sanıp mutluluk duymak, o kadar.