Son zamanlarda elinde kronometreyle programlardaki reklam sürelerini hesaplayan izleyici sayısında "patlama" yaşanıyor. Örneğin okurlarımızdan biri "Melekler Adası"nı izlemek için atv ekranı karşısına geçmiş. Dizi, ilan edilen saatten 30 dakika geç başlamış. Programın normal süresi 58 dakika, diziye verilen reklamların toplam süresi de 58 dakikaymış. Yani dizinin her bir dakikası için ekstradan bir dakika reklam izlemek zorunda kalmış. Bu durumda bir tek diziyi izleyebilmek için tam 146 dakika, yani 2 buçuk saate yakın süreyi ekran başında harcamış. Bir başka okurumuz, sinemalarda kaçırdığı bir filmi ekranda izlemek isterken, aynı "işkenceye" maruz kalınca, seyretmekten vazgeçmiş. Ertesi gün istemeye istemeye de olsa filmin korsan VCD'sini almış ve ailesiyle birlikte "kesintisiz olarak" izlemiş! Korkarım bizim bazı "uyanık" girişimcilerimiz, ki biz onlara kısaca korsan diyoruz dizileri ekrandan VCD'lere kaydedip, "reklamsız ve kesintisiz" olarak el altından piyasaya süreceklerdir. Yine de hiçbir şey "emek hırsızlığı" anlamına gelen korsan yayıncılığı mazur gösteremez. İzleyiciler sakın ola ki bu tür yasadışı yollara itibar etmesin. Ama televizyoncularımız da bazı uygulamalarıyla bilmeden korsan yayına platform hazırladıkları gerçeğini göz ardı etmesin.
