Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Pazar notları

"Ah o eski bayramlar" muhabbetini ne zaman bırakacağız? Yok o eski bayramlar, anladık! Yenisi var mı? Önemli olan o... Varsa... Ne güzel!

***

Aslında eskisi, yenisi yok, bayram var! Zengini elinden tutup yoksula götürüyorsa; zengini bir yoksul gibi utandırıyor, yoksulu bir zengin gibi sevindiriyorsa... Bayram var!
***

Ama çocukluğumdan beri çok sık gördüğüm gibi yoksulun zengin, güçsüzün güçlü kapısında yardım ve sırt sıvazlanma sırasına girmesine neden oluyor ve bu da normal karşılanıyorsa... Takvimde olsa da gerçekte bayram yok!
***

Pagan inançlarının bayramlarıyla vahiy dinlerinin bayramları arasındaki en büyük fark şudur: Birinciler için bayram "zamana ve akla mola vermek" anlamını taşır. Bir "kendinden geçiş" şölenidir. İkinciler için ise bayram "idrak etmenin sevinci" niteliği taşır. O bağlamda Ramazan Bayramı, Ramazan ayının bitişini değil, bütün ibadetleriyle Ramazan'ı yaşamış olmanın sevincini taşır.
***

Ama en inançsızları; en fırsatçı tatilcileri bile etkisi altına alan metafizik bir coşkusu vardır bayramların... Neden? Nereden kaynaklanır bu güzel coşku? Modern koşuşturmacanın içinde kaybolup giden BAŞKALARI'nın varlığını hisssetmenin coşkusudur bu! Toplum bir sofraya dönüşür sanki... Tatilde şezlonga uzanmış bir başına da olsan... Bayramsa eğer... Hissedersin ki, o sofrada senin de yerin vardır. Hissedersin ki, sıradan bir selamlaşmanın içine kocaman bir kucaklaşma sığmıştır.
***

Sabahın erken saatleri... Birden sapsarı bir ışık kaplıyor ortalığı... Sonra zeytin yeşili ve sırlı çamur kahverengisi... Gözlerimi kırpıştırıyorum. Akhisar'a yaklaşmışım; yol kenarı Kırkağaç kavunu ve güveç kabı satıcılarıyla dolu; arkası dağlara kadar zeytinlik. Yol uzasın, hiç bitmesin istiyorum o an.
***

O kadar bunalıyor ki, modern insan... Aklı fikri kaçmakta! Hobilerine, yolculuklara, sarhoşluklara kaçıyor. Ama sonuç; sıfıra sıfır, elde var sıfır! Çünkü gittiği her yere kendini de götürüyor. Çünkü hobileri, adı üzerinde hobi! Çünkü bütün sarhoşluklardan bir an geliyor, ayılıyor insan. Kaçışlara inanmak, en büyük ve en umarsız kaçış belki de!..
***

Sürekli bir yerden bir yere; bir şehirden ötekine giderek "kaçacağını" sanma sakın! Doğrusu "bir yere ait olmak"tan çıkıştır belki de...
***

Bazılarının mutsuzluğu bir garip... Sanki mutluluk pazarda satılıyormuş da her seferinde başkaları onlardan önce yetişip satın alıyormuş da, onlara kalmıyormuş gibiler.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA