Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Çocukluğumuz hep yanı başımızda!

Ara sıra uğradığım bir kitapçı var. Sahaf demek daha doğru aslında... Geçen gün oradan çıkarken, tam kapı arkamdan kapandığı sırada, daha uzun saatler orada kalabileceğimi hissettim!
Hayır, canım! Eski kitap meraklısı değilim. Alışveriş merkezi kitapçılarında bulunmayan akademik yayınları karıştırmak için gidiyorum oraya.
Fakat işin esası, kitaplar falan değil beni oraya çeken...
Elime tutuşturulan çayı yudumlarken tavana kadar uzanan kitapla dolu rafların arasında dolaşmayı...
Dükkânın müdavimlerinin sohbetlerine kulak kabartmayı...
Sahaf dostumun kullandığı bilgisayar ekranının önüne kurulup uyuklayan kediyi...
Ve dükkândaki atmosferi seviyorum.

***

"Sayısız insan yaşar içimizde" der ya bir şiirinde Fernando Pessoa...
Ve kendine bir yığın farklı isim ve kimlik kurgular hani...
Onun öteki kimliklerinden biri olan Bernardo Soares gündüzleri bir kumaş dükkânında çalışır; geceleri yağmurun sesini dinler ve oturup "Huzursuzluğun Kitabı"nı yazardı.
O gün dükkândan çıkıp zemini bozuk yolda ağır ağır yürürken düşündüm..
Yoksa, dedim, benim içimde de başka biri mi var?
Günü eski kitap kokusu içinde ıhlamur, çay içerek ve gelen gidenle tarih, siyaset, edebiyat üzerine sohbet ederek geçirmek isteyen başka biri...
***

Hayır! İçimde çok kişiye, farklı kişiliklere yer yok! Çok yorucu bir oyun bu!
Bende "Ben" bile zor yer buluyor kendine!
Ama madem öyle...
Şu bir kez oturunca hiç kalkmak istemediğim kanepede...
Şu zemini siyah beyaz yer karolarıyla kaplı, dolapları beyaz boyalı mutfakta...
Şu üzerinde uzaktan kumanda aletleri, gözlükler, boş dvd kapları ve kapağı limon resimli kocaman gövdeli Akdeniz Yemekleri kitabının durduğu sehpanın yanı başında...
Yani evimde değil de...
Neden tozlu kitaplarla tıka basa dolu bir sahafta huzur buluyor ruhum?
***

Biliyorum aslında...
Boş bırakmaya gelmiyor! İnsan hemen çocukluğundan kalan derin izleri kaşımaya başlıyor.
İlk o gün net olarak fark ettim ki...
Sahafın kapısı, kitap dolu rafları ve kedisi hani...
Çok zaman önce, 10-11 yaşlarındaki Haşmet'in kâh dizleri üzerinde, kâh merdiven tepesinde rafları karıştırıp harçlığına uygun kitaplar aradığı Kadıköy Bahariye'deki kitapçının tıpatıp aynısıydı.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA