Boğaz iskelelerinden birinin yanıbaşında durup vapurların yanaşmasını seyrettiniz mi hiç?
Ben bayılırım o manzaraya.
O ucube motorların değil ama..
Bildiğimiz şehir hatları vapurlarından söz ediyorum.
Geçen gün Kanlıca'daydım.
Yağmur sis olmuş karşıda Emirgan'ın üzerini örtmüştü. Gri bir bulutun içinden birdenbire belirdi Adem Üster adlı vapurun burnu.
Sanki beyaz bir kuğu hızla önümüzden geçip gidiyordu.
Suyun üzerinde kayar gibiydi...
Sonra makineler tornistan yaptı. Halatlar atıldı.
O an...
Sanki gitmeye kararlı bir dostun kolundan tutup "yahu dur, şurada bir çay içelim!" demişim gibi hissettim kendimi.