***

Mesela...
Ülkenin güneydoğusunda 80'ler ve 90'larda neler olup bittiğini bilmiyorlar...
Diyarbakır Hapishanesi'ni bilmiyorlar...
O korkunç 90'ları; faili meçhul cinayetler dönemini bilmiyorlar.
Yakılan köyleri bilmiyorlar.
Büyük kentlere göçün ve kentlerin çevresinde büyüyen yoksulluğun gerçek nedenlerini bilmiyor, bilemiyorlar.
Güneydoğu'yu bir yana bırakın...
90'larda devletin mafyalaşmasını; devlet destekli çeteleri, öldürülüp cesedi otoyol kenarına bırakılan işadamlarını; büyük kentlerin meydanlarında patlayan bombaları bilmiyorlar...

***

Anne babaları hiç anlatmadı bunları onlara...
Zaten önemli bir bölümü iki bin'lerden sonra ya "laiklik elden gidiyor mu?" sorusuna kafasını takmıştı ya da banka kredileriyle borçlanıp ailesine bir gelecek kurma mücadelesine kendisini adamıştı!
Unutkanlığın sersem hazlarıyla çocuklarını oyalayacaklarını sanmışlardı belki de...
Belki de çocuklarının canlarını sıkmak istemediler.
Bazıları ülkenin geçmişiyle yüzleşmektense, çocuklarını ülkenin bugünüyle korkutmayı seçti.
Ama olmuyor işte!
Türkiye 80'lerde, 90'larda yaşadıklarını aşmakta zorlanıyor!

***

Sevgili gençler...
Sosyal medyada, sokakta, okulda, işte "babadan kalma" sloganlar ve peşin yargılarla atıp tutmak yerine...
Bir durup düşünün...
Mesela bir sorun...
İnsanların ana dili neden yasak olsun, diye sorun. Kendi ana dilinizin yasaklanmasını ister miydiniz?
Bir sorun...
Mesela babanıza...
90'larda bir tuhafiye mağazası açmak için bile mafyaya haraç vermeyi sorun.
"Laik ve çağdaş bir mafya kölesi" olmak ve bundan yakınınca devletten bir araba sopa yemek nasıl bir duyguydu, onu sorun.
Bir sorun...
90'lar boyunca hiç durmadan demokrasiden söz eden siyasi partiler ve hükümetlerin neden insan haklarından yana tek bir eylemi yok?
Bilin ki...
Bunların cevaplarını bulmadan bugün yaşananları anlamanız imkânsız!