Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Facebook tünelinin ucunda ışık var mı?

Ne güzeldi!
Daha düne kadar yaklaşık 800 milyon insan Facebook'un sanal coğrafyasında güle oynaya yaşıyordu.
100 bin kişiye "kahrolsun bilmemne" dedirtirse o bilmemne'nin kahrolacağını sanan klavye kabadayıları...
Aynı iskelenin üzerinde çekilmiş onlarca tatil fotoğrafıyla düşman çatlatanlar...
Duvar yazıları
yoluyla cilveleşenler...
Sevdiği müziği başkaları da dinleyince yalnızlık duygusunun bir parça olsun dindiğini hissedenler... Ancak ebesini bulunca eski tanıdıklarını arama faaliyetine son vermeyi akıl edebilenler...
Kimseye hesap vermeden sabahtan akşama oyun oynayan veya dedikodu yapanlar...
Hepsi pek mutluydu!

***
Adı da güzeldi!
Sosyal bilimciler aynı sanal "vatan" üzerinde yaşayan bu kitleye "Facebook ulusu" (Facebook nation) adını takmıştı.
Fakat şimdi anlaşılıyor ki, öyle yağma yokmuş! Özgürlüğün yanılsama halinin bile bir sonu oluyormuş! Çünkü bir de "devlet" varmış! Başkanlığını Mark Zuckerberg'in yaptığı Facebook devleti!
Dedi ki Zuckerber...
"Artık hayatınızın tamamı burada olacak!"
Ve kalktı, timeline (zaman tüneli) uygulamasını devreye soktu.
Şimdilik alıştırma evresinde ama birkaç hafta içinde Facebook'ta olan herkes "zaman tüneli"ne girecek. Kaçış yok, "istemem bana ne"cilik yok, seçme hakkı yok!
Facebook ulusu şaşkın!
Şu ana kadar "zaman tüneli" uygulamasını kullananların sadece yüzde sekizi beğenmiş.
Açın google'ı bakın; "çıldıracağım; bu timeline'dan beni çıkaracak yolu bilen biri var mı?" diye yalvaranların haddi hesabı yok.
***
İnternet cemaatlerini
özgür bir oyun bahçesi sananların hayallerinin yıkılma zamanı geldi.
Özgürlük öyle zembille inmiyor çünkü!
Çünkü bu Facebook'lar falan basbayağı bir şirket! Bahçede değil, ancak onların size "bahşettiği" ve kurallarını gayet sıkı biçimde belirlediği bir alanda oynayabiliyorsunuz.
Zuckerberg insanlara sürekli "daha fazla göster, daha fazla itiraf et, kendin hakkında daha fazla bilgi ver" diyor!
Bütün bunların sonunda ne olacak yaşayıp göreceğiz!
Ama şu iki şeyi net biçimde biliyoruz artık...
Bir... Google, Facebook, Twitter ve diğerleri sere serpe bir iletişim alanı değiller; merkezi, otoriter ve endüstriyel birer yapı hepsi de! (Demokratik başkaldırıların temel aktörü olduğu iddia edilen Twitter'ın merkezi daha yeni bazı ülkelerde sansür uygulayacağını ilan etti!)
İki... Özgürlük ve iletişim yanılsaması çok para kazandırıyor. Facebook'un halka arzdan sonra elde edeceği piyasa değerinin 100 milyar dolar olması bekleniyormuş!
Yok böyle bir şey!

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA