Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Eski "iktidar bloku" direniyor!

"Hepsi aynı aileden yahu! Aynı sınıfın, aynı kültürün, aynı zevklerin, aynı hayat tarzının iktidar oyununda karşı karşıya gelmiş çocukları! Yine de baksana, halktan yana tavır alan kardeşlerine hiç acımamışlar!"
"Ben Onu Çok Sevdim" dizisini izliyorduk.
Genç arkadaşım bir sahnede böyle patlayıverdi.
Bazen öyle olur!
Naif bir bakış uzun akademik makalelerin açıklamakta zorluk çektiği nice hakikati pat diye ortaya döküverir.

***

Okul kitaplarında anlatılmaz tabii ama Türkiye'nin çok partili hayata geçişinde dahi sosyal dinamikler baskılanmış, iş bir tür "saray entrikası"na çevrilmiştir.
Cumhuriyet elitlerinin dağılmaması ve siyaset sınıfının sosyolojik zemine teslim olmaması için Milli Şef İnönü büyük bir titizlikle bu "geçiş" sürecini yönlendirmiştir.
Derini görmek için basit bakmak yeterlidir: CHP'lilerle DP'liler kuzendir, yeğendir, eniştedir, kayınbiraderdir, dünürdür, amcaoğludur, vs. Yani 1945 ile 1950 arasındaki meclis kavgalarına ve siyasi kulislerdeki hizipleşmelere aldanmamalıdır.
İktidar "aile" içinde kalmıştır! Birinci Meclis'in daha önce tasfiye olan demokrat güçleri tekrar içeri alınmamış; onlara il, ilçe, bucak düzeyinde DP'yi desteklemekten başka yol bırakılmamıştır.
Fakat sonuç ortadadır.
Rejim buna bile tahammül edememiş, ufukta asıl sosyal dönüşümün ışıkları göründüğü anda "aile çatışması" çıkmış ve 27 Mayıs darbesi gelmiştir.
***

Bu bahsi ansiklopedi metni gibi uzatmak istemiyorum.
Türkiye'de siyasetin hem tabanda hem de tavanda sosyolojik dönüşümü ancak şimdi gerçekleşiyor. Bu bağlamda AKParti'nin DP ve Anavatan'la uzak yakın ilgisi yoktur.
Nihayet zamanında "Aile"nin muhtar bile olamayacağını düşündüğü "dışarıdan" biri iktidardadır ve "dağdaki çoban"ın oyu vesayet tehdidinden nihayet kurtarılmıştır.
***

Bütün bunları hem hatırlatma olsun diye, hem de güncel bir meseleye ışık tutması için yazdım.
Hani soruluyor ya...
Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Murat Belge gibi bazı tanınmış liberal ve solcular ne oldu da birdenbire çark edip Erdoğan'dan nefret eder oldular? Nasıl oldu da, yıllarca destek verdikleri "barış süreci"nden bile vazgeçiverdiler?
Bu soruya cevap ararken cumhuriyetin geleneksel "iktidar bloku" meselesi üzerinde durmamak olmaz.
Bu arkadaşların da o "blok"tan olduklarını; yıllarca Türkiye medyasını "komünist olunacaksa, biz oluruz; entelektüellikse, sadece bize yakışır; demokratlıksa, biz beceririz" söylemleriyle meşgul ettikleri unutulmamalı!
Demokrasi konusunda daha gidilecek çok yol var. Eksikler, gedikler çok! Doğru!
Fakat onlar için asıl mesele demokratikleşme falan değil.
Mesele şu ki, siyaset her geçen gün biraz daha onların "aile"den uzaklaşıyor.
Buna bozuluyorlar!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA