Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Yemeye de, içmeye de, yalana da doyamadınız!

Millet kırk yıllık bir çatışmanın nihayet sona erişine odaklanmış...
Kanın durmasını, silahların susmasını konuşuyor ya...
Acaba, dedim...
Çünkü adam yazısına "Güneşin doğuşu yakın" başlığı atmış.
Girişi de "Galiba güzel şeyler geliyor; galiba her gecenin sabahı, her kışın bir ilkbaharı varmış" diye yapmış.
Acaba okusam mı, dedim.
Yoksa pek içim gitmiyor.
Hafiften "beyazlamak" zamanının geldiğini düşünen eski İslamcıları ve zengin bir kapıya yamanma gereğine inanan solcuları baştan çıkartmak için yaptığı ucuz numaralar midemi bulandırıyor.
Benimki de saflık tabii!
Tabii ki, kastettiği başka bir savaşmış... Erdoğan ve AK Parti "adı konulmamış bir iç savaş" yürütüyormuş, yakında millet bu savaşı bitirecek, ülkeye huzur gelecekmiş!

***

Düşünebiliyor musunuz?..
Adam hem milletin zulüm altında olduğunu ve ülkenin yeni bir savaş yaşadığını iddia ediyor, hem de hiç sıkılmadan çevresinde en çok konuşulan konuların Alaçatı Ot Festivali ve Hugh Jackman'ın performansı olduğunu yazıyor. (Jackman seyirci bulamadığı için apar topar kaçmadı mı yahu, ne performansı?)
Aldırmayın bu saçmalıklara, geçin gidin derseniz...
Belki de haklısınız..
Fakat kendi sosyal sınıfının düşünce, duygu, inanç ve hilelerinin öyle belirgin bir temsilcisi ki...
Onları anlamak için bazen bu pop sosyologun yazdıklarının üzerinde durmak gerekiyor.
Yaşamaya doyamıyorlar...

Yiyip içmeye, gezip tozmaya doyamıyorlar...
Yetmiyor.
Hiçbir tatmin, hiçbir keyif, hiçbir tat, hiçbir haz yetmiyor.

Hep daha fazlasını, hep daha rafinesini, hep daha "yeni"sini istiyorlar; buluyorlar da!
İşleri mi? Hep tıkırında...

Hatta şu durmadan şikâyet ettikleri dönem boyunca...
Yani son on küsur yılda ceplerini o kadar çok doldurdular ki, kazandıklarının yüzde yirmisini iktidarı devirme çabaları sırasında çıkabilecek bir krizde kaybetmeyi bile göze aldılar.
Ve hiçbir gün suratına bakmadıkları milleti "ülkede örtülü bir iç savaş ve zulüm düzeninin sürdüğü"ne inandırmaya kalkışacak kadar sahtekâr ve içgörüsüzler.
Yalnız şu gerçeğin özellikle altını çizeyim... Bizim beyaz, seküler, endişeli ve fakat her daim keyfi yerinde sosyal kesime kızmasına, kızıyorum da...
Son zamanlarda asıl öfkelendiğim kesim başka...
Kim mi onlar?
Bu oligarşi yardakçılarının siyasi numaralarında bir "hakikat" ve "ikbal" bulmaya başlayan esmerler...

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA