Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Haftanın notları: Bal, tahin ve tereyağı

Epeydir toplu iftarlara katılmıyorum.
Oralarda dostlar birbirini "alışveriş"te görüyor ama sohbetten vazgeçtim, iki çift laf bile edemiyorlar...
Herkes gergin, tuhaf bir kasılma hâli içinde oluyor.
Sonrası planlı cümleler, uzun süren yutkunmalar, uzaktan selamlaşıp hızla ortamdan ayrılmalar...
Bazen içimden diyorum ki, şu masraf hiç toplu iftara gerek duyulmadan doğrudan yetimlere ve ihtiyacı olanlara aktarılsa keşke...
İşte bu yüzden iftar davetlerine icabet etmekten vazgeçtim...

***

Bir tostçuda iftar...
Dilli kaşarlı tostun yanında tek bir hurma ve iki zeytin tanesi getiriyor garson.
Her şey bir anda nasıl güzelleşiyor...

***

İftar ve sahur için en leziz tatlı...
Sahine...
Resulullah'ın çok sevdiği rivayet edilen tatlı hani.
Bal, tahin ve tereyağı...
Üzerine de azıcık kavrulmuş susam.

***

Hemingway "Çanlar Kimin İçin Çalıyor?" romanını 1940'ta yayımladı.
Büyük bir savaşın patlak verdiğine inanmak istemeyenlerin bile yelkenleri suya indirdiği zamanda...
Kitabın girişinde şöyle yazıyordu:
"Hiçbir insan bir ada değildir, kendi başına bir bütün değildir, insanlığın içinde bir parçadır. İşte o yüzden, sakın 'Çanlar kimin için çalıyor?' diye sorma, senin için çalıyor."

***

Kaç türlü gelecek tasavvuru var?
Söyleyeyim...
Bir... Geleceği kuranların geleceği...
Yani çok büyük patronların ve finans sisteminin gelecek planları.
İki... Geleceğe direnenlerin geleceği...
Yani devletlerin ayakta kalma hesapları.
Üç... Yaklaşmakta olanı sezenlerin geleceği...
Yani gelecek planları yapabilme kabiliyeti zayıf fakat sezgileri güçlü "sade insan"ın geleceğe dair (çoğu zaman suskunlukla geçiştirdiği) hisleri.
Medyacılar mı?
Bugünle o kadar iç içeler ki, durup ufka bakmakta zorlanıyorlar.

***

Bir sahur programını izliyorum.
İlahiyatçı konuk, "İslam ve alışveriş" konusu sorulunca uzun uzadıya pazarlıktan bahsediyor.
Mağaza zincirleri ve etiket fiyatlarının dünyasına hiç girmemiş gibi...
Dahası kendi gençliğinde takılıp kalmış;
"Öğrencilik dönemimde 120 lira denilen pardösüyü pazarlıkla 60 liraya alıp yıllarca giydim" diye anlatıyor.
Şu nokta net...
Bu programlar ve konukların bugünün genç izleyicisiyle buluşma konusunda ciddi sıkıntıları var.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA