Hani 2'inci Abdülhamid'in "Sivil Paşa"ları vardır..
Mesela Beşiktaş Muhafızı "7-8 Hasan Paşa" ümmi olduğu için, imzasını "7-8" diye atarmış eski harflerle.
Şimdi de galiba bazıları, Cumhuriyet'in sivil paşaları olmaya özeniyor. Kendi kendilerine savaşlar başlatıyorlar, kağıt üstünde ve mikrofon önünde, fütuhata başlıyorlar.
NTV verdi haberi. Kaynak o!
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Kemal Alemdaroğlu, emekli generallerin de bulunduğu bir dinleyici topluluğu önünde, İsviçre'de Kıbrıs'ta çözüm için görüşme yapanlara seslenmiş. Şöyle demiş:
- Sakın ola Kıbrıs'tan bir parça vermeyin. Korkmayın. Güneydoğu'da verilen 35 bin şehidin yanına, bir 135 bin şehit daha veririz. Kıbrıs'ı da, Yunanistan'ı da alırız!
Beşiktaş Muhafızı 7-8 Hasan Paşa, ümmiydi. Yani okuma-yazma bilmiyordu.
Herhalde cahildi de..
Kemal Alemdaroğlu'nun ümmi olmadığı kesin. Kendisi profesör. Bir tıp profesörü.
Acaba, savaş açıp, şehit sayısı üzerinde artırmalar yapabildiğine göre, cahil mi?
Ege'de Türk-Yunan gerginliğinin tırmandığı 1986-87'de, ben Güneş'in genel yayın yönetmeni olarak, bir konferans düzenlemiştim.
Buna Türkiye ve Yunanistan'dan askeri uzmanlar da katıldı. Bir Türk-Yunan savaşının simülasyonunu yaptılar.
Örneğin Trakya'daki bir dar koridorda cereyan edecek savaş, aylarla sürüyordu... Tarafların vereceği büyük kayıplar ertesinde, Birleşmiş Milletler'in ateşkes'i ile, eski statükoya dönülüyordu.
İki ülke arasındaki deniz ve hava savaşları ise, iki tarafın yıpranması ile sonuçlanıyordu.
Dün Radikal'de Murat Yetkin de, 1999 tarihli bir "Pentagon Raporu"ndan söz ediyordu.
Amerikan Savunma Bakanlığı uzmanlarına göre, Ege'den başlayacak bir Türk-Yunan savaşında, Türkiye ve Yunanistan, 3-4 günlük bir çatışmayı, uluslararası camianın devreye girip, durdurmasını bekleyeceklerdir.
Pentagon'un uyarısı da şöyle:
- Yunanistan ve Türkiye çatışmaya girerse, her iki tarafın da yapacağı en büyük hesap hatası, uluslararası camianın devreye girme hızı olabilir. NATO'nun diğer üyelerinin devreye girmedeki kararsızlığı, bu husumetin uzaması ihtimalini ortaya çıkarmaktadır.
Mesleği insan hayatını kurtarmak üzerine kurulu olan Dr. Alemdaroğlu, 35 bin şehide, bir de 135 bin şehit eklerken, herhalde bu konuları fazla incelememişti.
Yani, Türk-Yunan Savaşı'ndan söz edeceğine, hiç olmazsa Denktaş gibi yapıp, görüşmecilere "Şerefsiz" gibi göndermelerde bulunabilirdi.
Benim anlamakta en zorlandığım konu, Alemdaroğlu'nu dinledikleri NTV tarafından söylenen emekli generallerin, mikrofon önünde savaş çığırtkanlığı yapılmasına alkış tutmalarıdır.
Geçenlerde CNN-Türk'teki "Ankara Kulisi"nde, Sedat Ergin de, TSK'nın eğitimi konusuna değinmişti.
Meşhur "Fişleme Yönergesi"ni, Genelkurmay'ın bunu hazırlayan subayların eğitim hatalarına bağlamasına değinen Sedat Ergin, bazı emekli generallerin siyasi söylemlerini hatırlatarak, TSK eğitim sistemine katkıda bulunanların kimliklerini irdelemişti.
Açıkçası Türkiye'nin Avrupa Birliği ile entegrasyonu için radikal adımlar atıldığı bir dönemde, "Türk-Yunan Savaşı" gibi konular üzerinde çeşitleme yapmak, beni utandırıyor.
