Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Anayasa değişikliği yapmak AK Partililere mi düştü?

Bu AK Parti'nin artık haddini bilmesinin zamanı gelmiştir.
İki genel seçimde TBMM'de tek başına iktidar olacak çoğunluğu almaları yetmiyor sanki.
Şimdi de Anayasa değişikliği için düğmeye bastılar.
Anayasalar zırt pırt değiştirilebilen metinler midir yani?
Aslına bakarsanız Türkiye'de durum böyledir.
Değiştirilmekten öteye lağvedilebilirler bile.
1924 Anayasası ve 1961 Anayasası da böyle olmadılar mı?
Gerçi bunlar da yürürlükte oldukları zamanlarda değiştirilmişlerdi.
1937 değişikliğinde "6 Ok" 1924 Anayasası'na girmemiş miydi?
Veya 12 Mart darbesi ertesindeki değişikliklerde de, 1961 Anayasası'ndaki kurumların özerklikleri kaldırılmamış mıydı?
1982 Anayasası'na gelince...
Bu Anayasa halkoyu ile kabul edildiği 1982'den bu yana çeşitli dönemlerde 34 defa değiştirilmedi mi?
Bu değişiklikler yapıldıkları dönemlerin hükümetlerinin girişimleri sonucu gerçekleştirilmedi mi?
Ama biliyoruz ki Türk usulü siyasette her konuda dün dündür bugün bugündür.
Şimdi mesela deniliyor ki, Anayasa'nın 175. maddesine göre değişiklik teklifi hükümet tarafından hazırlanırsa bu Anayasa'ya aykırı olur. Çünkü 175'inci maddeye göre sadece belirli sayıdaki milletvekili Anayasa değişikliğini teklif edebilir...
Anayasa değişiklik teklifi bir hükümet tasarısı olamaz.

Çoğunluk olmak yetmez
Gerçi bu değişiklik paketi dün kamuoyuna açıklanırken üzerine basıla basıla "Bu bir taslaktır" denildi ama faydası yok.
Bir de şöyle diyenler var:
Bu AK Parti çoğunluğu Anayasa falan değiştiremez.
Çünkü Anayasa Mahkemesi onları irticaın odağı şeklinde belirledi.
Evet...
Aslında bu AK Parti çoğunluğunun yasaları oylamaları da belki bir "Anayasa ihlali" dir.
Bakarsınız Anayasa'yı önce TBMM oylaması sonra da referandum ile değiştirme girişimleri yüzünden "Zorla tağyir ve tebdil" suçu işledikleri için yargı önüne de giderler.
Çünkü "Bizim parti"den olmayan milletvekillerinin ve oy kullanan seçmenlerin gerçek niyetleri asla bilinmez.
Anayasaların ve buna benzer temel metinlerin hazırlanmalarında da değiştirilmelerinde de aranılan "Toplumsal katılım" ve "Ulusal uzlaşma" şartlarına gelince...

Herkes mi katılacak?

Bu toplumsal katılımın sınırları da ne yazık ki bizim toplumumuzda aşırı ölçülerde algılanmaktadır. "Toplumsal katılım" kavramı ne yazık ki "Toplumun her kesiminin katılımı" biçiminde yorumlanmaktadır.
"Ulusal uzlaşma" ile de "Ulusalcıların uzlaşması"nın ifade edildiği görmezden gelinmektedir.
Bu nedenle de 1950'nin 14 Mayıs'ında başlayan ve Haso'lar ile Memo'ların katılımı ile başlayan demokratik yozlaşma sürecinin kötü etkileri "Rejim" üzerinde hissedilmektedir.
Kısacası AK Partililer Anayasa değiştirme girişimlerini bırakmalı ve önümüzdeki seçime kadar CHP ne diyorsa öyle davranmalıdırlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA