Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Nihai karar gününde bütün taraflar susacaktır...

Bazı davranışları anlamak mümkün değil.
O güne kadar sizin arkanızda duran, tutumu ile sizin nefes almanızı sağlayan arkadaşınızı ayağınızın altına alacaksınız.
Döveceksiniz, küfredeceksiniz, aşağılayacaksınız.
Sonra da ona "Ben bunları senin iyiliğin için yaptım... Kötü yola düşmeni önlemeye çalışıyorum" diyeceksiniz.
Aslında töre cinayetleri de böyle değil midir?
Akraba evliliğine karşı çıkan genç kadını da aile fertleri "Kötü yola düşmesin" diye öldürmezler mi?
Bu tür anlaşılmaz davranışlar siyasal yaşamımızda da medya dünyamızda da var.
Eleştiri veya uyarı ile hakaret ve aşağılama birbirleri ile iç içe yaşamıyorlar mı?
Kendi yaşamlarını düzenleyememiş, her türlü utanç verici olayın içinde bulunan kişiler, kamuoyuna mal olmuş kişilere yol gösterme konusuna gelince, günahsız melekler gibi doğrunun ve erdemliliğin muhafızlarına dönüşmezler mi?

Sessiz çoğunluğun sesi

Mesleklerinde başarı kazanamamanın tatminsizliğini başarılı insanlara öfke kusarak gidermeye çalışanlara rastlamadınız mı hiç?
Bereket bu tür çarpıklıkların dışında kalabilen ve doğru ile yanlışı en iyi şekilde ayırmayı başaran "Sessiz Çoğunluk" vardır her toplumda.
Bu sessiz çoğunluğun sahip olduğu aklıselimi toplumların kaderine egemen kılabilen sistemin adı da "Çoğulcu ve özgürlükçü demokrasi" dir.
Bu sistemde herkes ve her kesim eteğindeki taşları döker.
Herkesin eksileri ve artıları özgürce tartışılır.
Karşıtları için "Ben mükemmelim sen ise günahkârsın" diyenler "İlk taşı günahsızlar atsın" söylemi hatırlanarak dinlenir. "Ben vazgeçilmezim" iddiaları da "Mezarlıklar vazgeçilmezlerle doludur" özdeyişinin ışığında değerlendirilir.

Nihai sınav günü

Sonra o nihai sınavın günü gelir.
Bütün büyüler bir büyük boşlukta bozulur.
Oy vermenin başladığı sabah saatlerinden oylama sonucunun belli olacağı akşam saatlerine kadar herkes susar ve bekler.
Artık bütün oklar yaylarından çıkmıştır.
Karar artık sessiz çoğunluğun elindedir.
Çoğulcu ve özgülükçü demokrasiye sahip olmayan ülkeler kararsız yılların kavga ve kargaşa ile bitmesini beklerler.
Bunun son örneği Tunus değil mi?
Aynı örnekleri Yugoslavya'da, Romanya'da, Irak'ta da görmedik mi?
Filmin koptuğu günlere kadar sessiz çoğunlukların kararları yerine gürültücü azınlıkların sesleri duyuldu bu ülkelerde.

Demokrasinin kıymetini bilelim

Bu bakımdan Türkiye içinde bulunduğu coğrafyanın başarılı bir ülkesidir.
Bunun kıymetini bilelim.
Kişisel tatminsizliklerini demokratik sistemi yozlaştırmaya, uzlaşma yerine kavgayı ikame etmeye, eleştirmekle hakaret etmeyi karıştıranlara fazla kulak vermeyelim.
Nihai karar gününe ulaşmaya yaklaşıyoruz.
Önümüzdeki haziranın ilk pazarında genel seçim var.
Kelimelerinden zehir akıtanların, kalemlerinden kan damlayanların susarak, sessiz çoğunluğun kararını öğrenecekleri gün yaklaşıyor.
Biraz daha sabredelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA