Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Bu gök kubbe altında söylenmedik söz kaldı mı ki?

Nurullah Ataç hep hayal ederdi...
- Bir gün biri mutlaka uzay boşluğunda dolaşan sesleri kaydedecek ve mesela Sezar'ın katledilmesi ertesinde Antonius'un Senato önünde yaptığı konuşmayı yeniden kendi sesinden dinleyebileceğiz, derdi Ataç.
Aslında ben hep merak etmişimdir.
Acaba Antonius'un kendi konuşması, Shakespeare'nin "Sezar" oyununda ona yaptırdığı konuşmadan daha mı güzeldi?
Oyunu görenler ya da okuyanlar hatırlar...
Antonius "Dostlarım, Romalılar, yurttaşlarım, kulaklarınızı bana verin" diye başlayan konuşmasında Sezar'ın katili Brutüs'ü överek konuya girer ve "Biz buraya Sezar'ı övmeye değil gömmeye geldik" dedikten sonra Sezar'ı öylesine yüceltir ki halk Brutüs'un aleyhine döner.
Neticede Nurullah Ataç'ın hayali hâlâ gerçek olmadı.
Uzay boşluğundaki konuşmalar hâlâ oradalar.

Söz incileri

Bu gök kubbe altında söylenmedik söz olmadığını bilsek de, her yeni konuşmadaki sözleri ilk kez söylenmişler gibi dinlemeyi sürdürüyoruz.
Bereket tarihçiler, edebiyatçılar, arkeologlar da var dünyada.
Son olarak İbrahim Akgün'ün "Söz İncileri" kitabını (Kurtuba Yayınları) okurken, bu gök kubbe altında söylenmedik söz olmadığı gerçeğini yine karşımda buldum.
Bazı örnekler vereyim.
Mesela bir futbol takımını tutar gibi bir siyasi partiyi tutan ama bu partinin ne programını ne de icraat programını bilenlere sık sık rastlıyoruz.
Hatta bu tür siyaset heveslilerinin kavgalara girdiklerini bile izliyoruz televizyonların tartışma programlarında.
Yazarı bilinmeyen bir beyitte şöyle denilmiş bunlar gibi olanlar için:
"Kimseler fehmetmedi manasını davamızın Biz dahi hayranıyız davayı bi manamızın"
Günümüz Türkçesi ile bu dizelerin anlamı şöyle:
- Davamızın manasını kimseler anlamadı; biz ise hiçbir manası olmayan davamızın hayranıyız...

Bardak hep boş kalır

Bugünün kuşaklarının da anlayabileceği bir Türkçe ile Yunus Emre "Çalışmak", "Gayret göstermek", "Emek harcamak" gibi gerekleri şöyle vurgulamış dizelerinde:
"Çeşmelerden bardağın doldurmadan kor isen Kırk yıl orda durursa kendi dolası değil"
Osmanlı'da savaşmaları için kurulan ama sonra sürekli kazan kaldırıp darbeler yapan Yeniçeri Ocağı'nın, Vaka-i Hayriye ile bitirildiklerini biliriz.
İzzet Molla bu olayı şöyle dizeleştirmiş:
"Koyup kaldırmadan ikide birde Kazan devrildi söndürdü Ocağı"

Hiç ölmeyecek gibi

Mesela Mısır'ın devrik despotu Mübarek Necati'nin şu dizelerini güç sahibiyken okusaydı fena mı olurdu: "Bir dem iken devlet-i dünyayı her dem sandılar Bu fena gülzarının ayşını alem sandılar"
Bugünün Türkçesi ile bu dizelerin anlamı şöyle:
- Şu yalan dünyanın kısa bir andan ibaret olan iyi halini daima sürüp gidecek sanıyorlar.
Geçici dünya hayatını da yiyip içmekten ibaret sanıyorlar.
Biraz da komşumuz İran'a dönelim ve Ömer Hayyam bu konuda ne demiş ona kulak verelim: "Niceleri geldi, neler istediler, Sonunda dünyayı bırakıp gittiler.
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenler de senin gibiydiler."

Yalnızlık üzerine...
İstediğiniz kadar güçlü ya da zengin olun. Eğer yalnızsanız ve hem iyi hem de kötü gününüzü paylaşacak kimseniz yoksa, sahip olduklarınızın anlamı var mıdır ki?..
Bu noktada Fuzuli'ye kulak verelim:
"Ey Fuzuli sehldür her gam ki gamharı ola Gam budur kim mende min gam var gamharı yok"
Yani "Ey Fuzuli, dert ortağın olduğu zaman dertler de kolaylaşır; bende bin dert var ama bir dert ortağım yok" demiş...
Bir de "Edepsizlik" meselesi var ya günlük hayatımızda...
Sadi Şirazi bu meseleyi Farsça şöyle almış ele:
"Edep ez ki amuhti Ez bi edeban ki"
Bunun Türkçesi de şöyle:
- Edebi kimden öğrendin?
Edepsizlerden öğrendim. (Onlardan gördüğümün aksini yaparak edepli oldum.)

Akif ve Eşref

Evet... Gördüğünüz gibi söylenmemiş söz yok.
Mehmet Akif Ersoy "Devlet sorumluluğu"nu nasıl anlatmış mesela:
"Kenar-ı Dicle'de bir kurt aşırsa bir koyunu Gelir de adl-i ilahi sorar Ömer'den onu"
Bu yazıyı Neyzen Tevfik'in
"Bozuk Düzen"i anlattığı dizeleri ile noktalayayım:
"Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır"




Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA