Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Siyasetin yöntemlerini yeniden değerlendirmeliyiz

İktidardaki bir siyasi partiye karşıt olmak, ona oy vermemek ve seçimlerde bu partinin yenilgi almasını istemek demokrasinin çok doğal bir yansımasıdır.
O partinin icraatını, felsefesini ve yönetim anlayışını yanlış bulmak ve bunları kıyasıya eleştirmek de demokratik yaşamın doğal davranışlarıdır.
Çoğulculuk bunun için vardır.
Ama bu siyasi partiyi destekleyenleri, ona oy verenleri aşağılamak demokrasi ile bağdaşan bir davranış değildir.
Daha da ötesi bu siyasi partiyi seçim dışı yollarla iktidardan uzaklaştırmaya çalışmak ve hatta cuntacılarla eş güdüm içine girmek, kabul edilmesi mümkün olmayan davranışlardır.
1946'da girdiğimiz çok partili demokratik yaşam sürecinde bu kabul edilemez davranışların defalarca tekrarlandığına tanık olmadık mı?
Celal Bayar'ın kendisini korumakla yükümlü Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı tarafından devrildiği 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında, Turgut Özal'a kadar bir sivil cumhurbaşkanı seçemedik.

Turgut Özal ve sonrası

Askeri darbelerle iki kez devrilmiş bir sivil siyasetçi, Turgut Özal'ın açtığı yol sayesinde Cumhurbaşkanı olduktan sonra TBMM'deki çoğunluğa değil, post-modern darbenin rüzgârına yelkenlerini açmadı mı?
Her fırsatta "Basın özgürlüğü kutsaldır" diye feryat eden medya mensupları, Ankara'dan gelen talimatlarla yazarlarını susturdular, ortak manşetlerle kamuoyunu şekillendirdiler, kartel kurup medyadan rekabeti uzaklaştırdılar.
Bütün bu kabul edilemez davranışlara tanık olmuş kuşakların, bugün de aynı eğilimlerin canlandırılmak istenmesini kabullenmeleri mümkün müdür?
Böyle demokratik siyaset olur mu?
"Nasıl olursa olsun bu iktidar gitmelidir" çizgisindeki siyaset, demokrasinin defalarca kurban edilmesine sebep olmadı mı?

Saplantılı yorumlar
Önyargılarını ve ideolojik saplantılarını "Yorum" olarak sunanların derslerini her darbe ertesinde halk vermedi mi?
Siyaset ve medya desteğinde idam edilen Adnan Menderes'in adı şimdi havaalanlarında, bulvarlarda, anıt mezarlarda yazılı değil mi?
"Çankaya'nın şişmanı-İşçi düşmanı" diye aşağılanan Turgut Özal'ın Organize Sanayi Bölgeleri projesi sayesinde Anadolu endüstrisi milyonlarca insanı istihdam ediyor. Son olarak kurduğu partiler defalarca kapatılan, 42 yıllık siyasi yaşamının 12 yılı yasaklı olarak geçen Necmettin Erbakan'ın cenazesindeki kitleler, halkın siyasetçilere karşı hissettiklerini yansıtmadı mı?
Demek istediğim şu...
İnsanlara ve özellikle ülkesine siyaset yoluyla hizmet etmek için kendilerini adayan insanlara, onlar yaşarken de özen göstermeyi denemeliyiz.

Muhalefet yöntemleri

Eleştirmek, karşıt olmak, muhalefet etmek tabii ki demokrasinin vazgeçilmez gerekleridir.
Ama bunlar "Ne yolla olursa olsun yıpratmak ve devirmek" anlamına geldiği zaman durum değişiyor.
Bu tür yöntemler iktidarları da şaşırtıyor.
Hoşgörünün, diyalogun ve uzlaşmanın yerini sertlik, kavga ve gerginlik alıyor.
Yeni bir genel seçime uzanan dönemde bu gerçekleri hatırlamamızda sayısız yarar vardır. Siyaseti etkilemek için kullanılan kirli ve ayıplı yöntemlerin açığa çıktığı bu günlerde, herkesin sayı ile kendine gelmeyi denemesi gerekmiyor mu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA