Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Düşünce çarpıklıklarından kaçınalım

Sebeplerle sonuçları karıştırmak, en yaygın düşünce çarpıklıklarından biridir.
Bu çarpıklığa beyninizi mahkûm ettiğiniz takdirde her duyduğunuzu hiç sorgulamadan benimsersiniz. Şehir efsaneleri sizin için kanıtlanmış bilimsel olgulara dönüşür.
Örneğin Londra'daki Olimpiyat oyunları dolayısıyla bu tür bir şehir efsanesinin sık sık tekrarlandığına tanık oldum.
Buna göre siyah derililerin vücut yapılarındaki farklılık dolayısıyla, bunların arasından yüzmede şampiyonlar çıkamıyordu.
Sporun her dalında başarılı olan siyah derililer, suda beyazlarla boy ölçüşemiyordu.
Oysa işin gerçeği şöyleymiş.

Siyah yüzücüler

Memphis Üniversitesi'nin bir araştırmasına göre siyah derili Amerikalıların yüzde 70'i yüzme bilmiyormuş. Bir başka araştırmanın sonuçlarına göre de, 5-14 yaş aralığındaki Amerikan çocuklarından boğulan siyah derili çocukların sayısı beyaz çocuklardan üç kat fazlaymış.
Bu bulguları değerlendiren eğitimciler, şimdi siyah derili çocuklara da yüzme dersini zorunlu kılmak için kararlar almaya başlamışlar.
Londra'da madalya alan iki siyah derili Amerikalı yüzücü, Cullen Jones'un ve Lia Neal'in yaşam öykülerine baktım.
İkisi de okullarındaki yüzme havuzlarında yetişmişler.
Kısacası siyahların vücut yapılarındaki farklılık yerine dünyadaki ve Amerika'daki siyahların yüzme havuzlarında alabildikleri eğitime eğilmek, bunların neden yüzmede beyazlardan geri olduklarını anlamaya yarayacaktır.

Anakronizm çarpıklığı

Düşünce çarpıklıklarından bir diğeri de "Anakronizm" değil midir?
Herkül Millas Zaman'daki yorumunda "Anakronizm etnik çatışmaları körükleyen ve çözümlerini zorlaştıran bir 'neden' de olabiliyor. Anakronizm ilk bakışta basit bir 'yanlış' gibi görünse de aslında ölümcül sonuçları oluyor" diye yazmıştı önceki gün...
Yunancadaki "Ana=Karşı" ve "Hronos=Zaman" kelimelerinden üreyen "Anakronizm"de dünü bugünün değerleriyle ele alarak, zamanı da gerçekleri de karıştırırsınız.
Örneğin 1492'de İspanya'dan kovulan Yahudilere Osmanlı'nın kucak açmasını hatırlatarak 2012'de "Biz Türkler ne kadar alicenap insanlarız" diye övünmek, bir televizyon dizisinde Kanuni'ye kol saati takmak kadar anlamsız ve hatalı anakronik davranıştır.
Mesela 1915'teki Ermeni Tehciri'ne ilişkin gerçekleri arayıp kabul etmek yerine, bunu bugünün dış siyasetine ipotek olarak yerleştirmek...

Dün dündür

Bugün de PKK terörüne gerekçe arayan şiddet yanlıları son dönemde atılan adımları değerlendirmek ve bunları demokratik zeminde siyaseten daha ileri noktalara taşımak yerine, dünün Kürt siyasetindeki yanlışları bugün kullanmıyorlar mı?
Herkül Millas'tan bir alıntı ile "Anakronizm" denilen düşünce çarpıklığı konusunu noktalayalım:
"- Osmanlı dönemini eşitlikçi olmadığı için kötülemek de, milliyetçi asimilasyon uygulamadığı için övmek de anakronizmdir; ve her iki tutum da aynı kapıya çıkar. Geçmiş dönemlerde imparatorluklar benzerdi. Talan ve yağma için saldırılar düzenlenirdi, ele geçirilen topraklardakiler vergilendirilir, gelir merkeze getirilirdi.
- Buna karşılık da dine, dile, geleneğe karışılmazdı. İnsanların etnik kökenine bakılmazdı. Büyük İskender, Roma, Bizans imparatorlukları Osmanlı devleti gibi tabii ki milliyetçi değildi. Bizans'ta örneğin, Ermeniler en doğal bir biçimde imparator olurdu."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA