Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Sorun sadece Osmanlı Türkçesi bilmememiz mi?

Değişimin konuşulan dile de yansıması kaçınılmaz bir durum... "Matbuat"ın önce "Basın"a, şimdi de "Medya"ya dönüşmüş olması bunun somut bir örneği değil mi?
Dildeki değişime de ayak uydurmaya çalışırken, bu sırada eski ile yeniyi birbirine karıştırıp, gülünç duruma düşmekten kaçınmalıyız. "Ay mehtabı" veya "Bab-ı Ali'nin büyük kapısı" gibi tamlamalar yapmak, bu durumlara örnek olabilir. Eski dilde bu gibi dil hataları için "Zaaf-ı telif" kavramı kullanılırdı... Bir de kavramları yanlış kullanmak durumu vardır... Mesela uzaktan izlediğiniz ve kişisel tanışıklığınız olmayan bir kişiden söz edildiğinde "Onu şahsen tanıyorum" diyerek "İsmen" kelimesinin yerine "Şahsen"i kullanırsanız, onu tanımadığınızı anlatmak isterken gülünç duruma düşersiniz.

Teşrif etmek

Yıllar önce matbaacılık yaparken, basılan kartonları ve kağıtları elleriyle katlayarak emek-yoğun bir çalışma ile yaşamlarını sürdüren bir grup Roman vatandaş vardı Cağaloğlu'nda... Bir gün onların sorunlarını dinlemek için çeribaşını telefonla aradığımda ve bana gelmesini rica ettiğimde "Hemen teşrif ederim" diyerek cevap vermişti bana. Bugün önemli bir konuğu "Mikrofona teşrif edecekler" diye sahneye davet eden sunucuları dinlerken, hep o çeribaşını hatırlıyorum.
Dilin bir de sosyo-politik ortamdaki değişime veya konjonktüre ayak uydurarak değişmesi durumu var... Bu sade bizim için söz konusu değil... Nükteleri ile gerçekleri irdeleyen Amerikalı söz sanatçısı George Carlin, büyük kalabalıklar önünde yaptığı gösterilerde sürekli bu durumu alaya alıyor. Carlin'e göre toplumun ve devletin davranışları kabalaşırken, dil yumuşatılarak gerçeklerden kaçılıyor.

Komando ve terörist
Örneğin artık Amerika'da kimseye "Old" yani "İhtiyar" denilmiyor...
Bunun yerine "Senior citizen" yani "Kıdemli vatandaş" deniliyor. Daha da ötesi ihtiyarların "Altın yıllar"ı (Golden years) yaşadıkları falan söyleniyor. "Sakat" kelimesi neredeyse sözlüklerden çıktı ve bunun yerine "Özürlü" kelimesi ikame edildi. Carlin siyasal ortama dilin uyarlanması durumunu da, "Mesela eli silahlı eylemciler İsrail'li iseler bunlara 'Komando', Filistinli iseler bunlara 'Terörist"' deniliyor" diyerek örnekliyor... Bunun gibi "Kabızlık" da (Constipation) artık zaman "Zaman görülen düzensizlik" yani "Occasional irregularity" olmuş.
Kısacası sorunumuz sadece Osmanlı Türkçesi'ni bilip bilmememizden kaynaklanmıyor...
Örneğin Osmanlı Türkçesi'nin "Ehlivukuf"unun yerini "Bilirkişi"nin alması veya "Müdafaa" yerine "Savunma" denilmesi, "Tayyare"nin "Uçak", "Müselles"in "Üçgen" olması veya "Teşkilat-ı Esasiye Kanunu"nun "Anayasa"ya dönüşmesi hiç de kötü değil... Ama eğer "Akl-ı selim"i kurduğunuz cümlede nitelik sıfatı olarak değil de fiil olarak kullanıyorsanız, durum biraz karışıyor.

Aksan meselesi

Hani her şeyi bildiğini iddia eden İngiliz albaya "Fransızca biliyor musun" diye sorduklarında "Fransızca bilmiyorum ama aksanım çok iyi" diye cevap vermiş ya... Bizde ise Türkçe bilip de aksanları bozuk olan spikerler bile var. Örneğin "İkamet"in "a"sını incelterek telaffuz edenlere sık rastlamıyor musunuz?
Hiç merak ettiniz mi? Balkon, lamba, salon, villa, panjur, telefon, kredi, kanal, telgraf, bulvar falan Osmanlıca kökenli kelimeler mi acaba? "Otomobil" yerine "Kendi-gider" deseydik şoförsüz araçlar da kapsama girer miydi?
Bir dış diplomatımız yabancı bir ülkeyi ziyaret eden Türk gazetecilere kendisini "Maslahatgüzar" olarak tanıttığında, bir meslektaşımız adamın adının "Maslahat" soyadının da "Güzar" olduğunu sanmıştı. Adama "Sayın maslahat" diye hitap edince de, sıkı bir küfür yiyip, şaşırmıştı...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA