Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Yoksa Huntington’ın öngörüleri doğru muydu?

Dünyadaki genel tabloya baktığınızda müteveffa Amerikalı sosyal bilimci Samuel Huntington'un (1927-2008) 1996'da yazdığı "Medeniyetler Çatışması" kitabının, birileri tarafından adeta senaryolaştırılıp sahnelendiğini düşünebilirsiniz.
Huntington kitabında ülkeler arasındaki çatışmaların ve ülkelerin kendi bünyelerinde yaşanan çatışmaların giderek kültürel ağırlık kazandığını savunmakta ve küreselleşme sürecinde Batı ile diğerleri arasındaki çatışmaların artacağı öngörüsünde bulunmaktaydı. Ona göre Soğuk Savaş'ın sona ermesi ile ideolojik gerginliklerin yerini özellikle farklı inanç sistemlerine yani dinlere dayalı gerginlikler alacaktı. Ona göre Türkiye de Meksika gibi Batı ile Doğu arasında kalmış, kararsız ülkelerden biriydi.

IŞİD saldırıları
El Kaide'nin Amerika'yı hedef alan saldırısından sonra Huntington'un tezi daha fazla ilgi çekti. O zamanki Başkan Bush'un terörle mücadeleyi "Haçlı Seferi" olarak nitelemesi de kayıtlara geçti.
Şimdi Avrupa'yı da hedef alan IŞİD saldırıları sonrasında Batı basınında Huntington'un tezlerine paralel yorumların fazlalaştığını gözlemlerken, "Acaba Huntington'un senaryosu gerçek olursa nasıl bir dünyaya tanık olacağız" sorusu tabii ki zihinleri işgal ediyor.

Kâbus senaryosu
Mesela Donald Trump'ın ABD Başkanı olduğunu ve Amerika'nın güdümündeki Fethullah Gülen'in Humeyni gibi Türkiye'ye dönüp yönetimi ele geçirdiği bir dünyayı düşünebiliyor musunuz? Bu tabloda Putin yerini Medvedev'e bırakıp Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri olabilir... Artık Güvenlik Konseyi'nde Rusya ve Amerika her konuda görüş birliğindedir. Kuzey Kore'nin gülünç görüşlü diktatörü Kim Jung İl de, Seul'a atom bombası atıp Güney Kore'yi işgal eder... Ortadoğu coğrafyası ise IŞİD'e teslim edilmiştir. Yeni Amerikan yönetimi eski Başkan Obama'yı da babasının ülkesi Kenya'ya geri göndermiştir.

Trump kazanırsa
Bu saçma sapan senaryonun gerçek olması pek mümkün değil ama bazı ülkelerin yöneticilerinin davranışları, insanı zaman zaman ürkütmüyor mu?
Amerikan başkanlık seçimi kampanyasında Cumhuriyetçi Parti'nin en güçlü adayı konumundaki Donald Trump'ın yabancı düşmanlığını ve İslamofobi'yi bir ideoloji olarak sunan söylemleri, bugün yaşasaydı Huntington'a "Ben dememiş miydim" dedirtecek nitelikte değiller mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA