Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ OKUR TEMSİLCİSİ - YAVUZ BAYDAR

Huzura ermek için

'Terör haberi' yaparken eskisinden daha dikkatli, dengeli, sakin, özenli miyiz? Geçen hafta bir güvenlik operasyonuyla ilgili verilen sürmanşet haber okurların tepkisini çekti, bilinen tartışmayı yeniden gündeme taşıdı

PKK'nın şiddet eylemleri ve güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla ilgili haberlerde yaklaşım, dil ve meslek ilkeleri açısından söylenmesi gereken pek bir şey kalmamış durumda.
Görünüşe bakılırsa herkes "terör haberleri" nin veriliş tazından, en azından memnun değil. Ama, acaba, sorunlar devam ediyor mu?
5 Nisan tarihli SABAH'ta sürmanşete taşınan haber, Hatay'ın Hassa ilçesinde, Suriye sınırına yakın bir yerde iki hafta kadar önce çıkan çatışmada öldürülen 7 PKK'lıdan birinin, örgütün 'Amanos sorumlusu' Aydın Baran olduğunun belirlendiğini aktarıyordu.
Haber, öldürülenlerin üzerinde bulunan belge ve malzemelerin üzerinden, kimliği saklı bazı kaynak anlatımlarına dayandırılarak kurgulanmıştı.
Sürmanşete yansıyan ifade şöyleydi:
113 Şehidimiz Huzura Erdi.
Spotta ise şu ifade yer almıştı:
"Hatay'da ölü ele geçen PKK bölge sorumlusu Baran'ın 113 şehit verdiğimiz 87 eylemi yönettiği belirlendi."
Spotun altındaki metinde de, Aydın Baran'ın Medeni Sayılgan'ın yerine Hatay'a gönderildiğinin 'tespit edildiği', Baran'ın emriyle gerçekleşen 83 saldırıda 113 asker ve sivilin şehit olduğunun 'saptandığı', ve kendisinin PKK'nın askeri kanadı HPG'nin lideri Suriyeli El Muhammed'in sağ kolu olduğunun 'belirtildiği' yer almaktaydı.
İç sayfada ise Hatay'da 'Amanos Sorumlusu' Öldürüldü başlığı atılmıştı.
Bazı okurlar bu haberden şikâyetçi oldu.
Telefonla arayan Bekir isimli SABAH okuru, özetle şunları söyledi:
"Terörü kınadığım, nefret ettiğim halde, bu haberi inandırıcı bulmakta güçlük çekiyorum. Haber baştan sona 'belirtildi', 'öğrenildi', 'tespit edildi' gibi laflarla muğlak anlatılmış. Kim bu kişiler? Polis mi, jandarma mı, MİT mi, JİTEM mi? Benim bunları iyi anlamam için kimin söylediğini bilmem lazım. Ben Türkçe öğretmeniyim, bu ezbere yapılan gazetecilikten artık sıkıldım. Bana kaynağı, verisi belli haber verin. Gazetelerde okuduklarıma güvenemez haldeyim…"
Bir başka okurumuz da benzer konulara, daha ayrıntılı değinmekte.
Haberde 'Onlarca eylem ve ölümden sorumlu tutulan ve terör örgütünün askeri kanadı HPG'nin başındaki isim Sofi Nureddin'in sağ kolu olduğu 'öğrenilen' Aydın Baran'ın iddia edildiği üzere kimliğinin nasıl tespit edildiğini anlayamıyoruz. Bu konuda bir kaynak belirtilmiyor. Öyle anlaşılıyor ki bu bilgi çatışma ve savaş konusunda bugüne kadar Türkiye'de medyaya yerleşmiş bir alışkanlıkla jandarma ve emniyet güçlerine dayandırılarak, doğrulanmadan kesin olarak sunuluyor. Bu tek yanlı haber kaynağı alışkanlığının geçmişte ne tür medya kandırmacaları yönlendirmeleri için kullanıldığını daha yeni tartışmaya başladık. Ancak görünen o ki alışkanlık değişmemiş."
Okurumuz, "ancak sorun bununla bitmiyor" deyip devam ediyor:
"Sürmanşete konan haberin başlığı '113 Şehidimiz Huzura Erdi'. Yani Türkiye'de süren savaş ve çatışma ortamına çözüm olarak ve 'huzur' olarak ölüm ve öldürme öneriliyor. Kim kimi daha çok öldürürse karşı tarafın huzuru daha da büyüyecek. Bu yaklaşımın savaş, kin, nefret ve ölümü yüceltmenin yanı sıra kan davası ve savaş kışkırtıcılığına kadar yolu var. Üstelik bu, hükümetin imkânlarını zor bir 'açılım' için seferber ettiği, toplumun akan kanı durdurmak için medya desteğine ihtiyaç duyduğu bir ortamda yapılıyor. Ne kadar yanlış!"
Şikayetleri ele alırken, çoğu kez yaptığımız gibi, yaygın kabul görmüş bir rehber olan, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti "Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi"nin ilintili bazı maddelerine göz atalım (can alıcı kelimeleri kalın puntoya aldım).
Gazeteci, başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere, insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara saygıyı savunur. Irk, etnisite, cinsiyet, dil, milliyet, din, sınıf ve felsefi inanç ayrımcılığı yapmadan tüm ulusların, tüm halkların ve tüm bireylerin haklarını ve saygınlığını tanır. İnsanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Bir ulusun, bir topluluğun ve bireylerin kültürel değerlerini ve inançlarını (veya inançsızlığını) doğrudan saldırı konusu yapamaz.
Gazeteci, her türden şiddeti haklı gösterici, özendirici ve kışkırtıcı yayın yapmamaya özen gösterir."
Gazeteci; kaynağını bilmediği bilgi ve haberleri yayınlamaz; kaynak açık olmadığında, yayınlamaya karar verdiği durumlarda da kamuoyuna gerekli uyarıları yapmak zorundadır.
Gazeteci, mesleğini, reklamcılıkla, halkla ilişkilerle veya propagandacılıkla karıştıramaz.
Gazeteci, devleti yönetenlerin belirlediği ulusal ve uluslararası politikalar konularında önyargılara değil, halkın haber alma hakkına dayanır. Onu mesleğin temel ilkeleri ve özgürlükçü demokrasi kaygıları yönlendirir.
Bu haberle ilgili "okur okuması"nı bu ilkeler açısından haklı kılan noktalar şöyle:
Toplumun her kesimine ulaşan, her bölgede okuru olan SABAH gibi bir kitle gazetesi için bu manşet ifadesi, işaret ettiği tavı bakımından,yanlıştır. PKK mensupları ve devlet güvenlik güçleri arasındaki çatışmalar ve operasyonlar yüzünden ölenler hem Türkler hem de Kürtlerdir; 25 yılda sayının 50 bine yaklaştığı biliniyor. Oysa mevcut hükümet ve devlet politikaları, etnik ayrım gözetmeden ölümlerin, acıların nihai olarak son bulmasını, sadece belli bir tarafın "şehit" olarak gördüklerinin değil, tüm toplumun huzura ermesini hedefliyor. Resmi ve kamusal beklenti, medyanın da bu hedefe erişilmesinde katkıda bulunmasıdır.
Ne kadar kırılgan olursa olsun, böyle bir 'açılım' ortamında toplum güvenle haber okuyacağı bir kitle gazetesine ihtiyaç duyar. Kışkırtılmak, yönlendirilmek yerine bilgilendirilmek ister.
TGC kuralının açık olarak önerdiği gibi, her haberde, özellikle de bu tür ekstra duyarlılık isteyen haberlerde, okurun eldeki verilerin nereden geldiğini bilmek hakkıdır. Çok gerekmedikçe kimliği belirsiz kaynak kullanılmamalıdır.
Çünkü bu, hem okurda güvensizlik yaratır, hem de gazeteyi ters bir durumda 'asli sorumlu' haline getirir. Bu haberde kaynağın bir güvenlik kurumu olduğu anlaşılıyor, kişi olmasa da en azından kurumun adının verilmesinde ilkesel bir sakınca yoktur.
"Öğrenildi", "tespit edildi", "belirlendi" gibi pasif fiillerin 2011 Türkiye medyasındaki terminoloji miadı çoktan dolmuştur. Bu anlatım tarzı meslek tarihinin çöplüğüne gömülmeli, okurun zekasına hürmetkar çok daha doğrudan, 'adını koyan', 'dobra' bir anlatıma geçilmelidir.
'Ölü ele geçti', 'sözde' gibi aşağılayıcı, itici; 'şehidimiz' gibi taraflılık algısı yaratan kavramlardan sayfalar arındırılmalıdır.
Bunların yeri 'şiddetperver milliyetçi', propagandacı, marjinal gazetelerdedir. Mesleki ilkelere ve özgürlükçü demokrasiye bağlı gazetelerin doğru yaklaşımı, gerçeği anlatırken, ona en uygun sadelikte, 'tavır' içermeyen bir haber dili ile anlatmak olmalıdır.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA