Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ OKUR TEMSİLCİSİ - YAVUZ BAYDAR

2012 için okur dilekleri

Her zaman olduğu gibi yine geçen yılın okur bakışıyla oluşmuş bilançosunu paylaşıyoruz. 'Gönüllü düzeltmenler'in ağına yıl boyunca takılanlar, 'kaliteli habercilik' yoluna da ışık tutuyor

Yeni yıla girerken 'okurları SABAH'la geçen bir yılı'nı değerlendirmek bu köşenin adetidir. Geçen haftaların Türkiye'ye has yoğun gelişmeleri araya girince değerlendirme bu haftaya kaldı. SABAH okurları gazeteyi 'gönüllü düzeltmenler' olarak yalnız bırakmak niyetinde değil. Çünkü gazetelerini önemsiyorlar. Gazetenin marka gücü ve 1980'lerden beri süregelen gündem yaratıcı ve iz bırakıcı serüvenine sadakatle bağlılar. Bu mıknatıs çekiminin azalmasını istemiyorlar, eğer müdahil olmak istiyorlarsa, bunu hep daha kaliteli ve hata dozu düşük - mümkünse sıfır hatalı - bir gazete görmek adına yapıyorlar.
Okur tepkilerinin çok önemli bir kesiminin samimi olduğuna bir kuşku yok. Söze başlarken veya bitirirken okurların 'dost acı söyler' demesini böyle anlıyorum ve böyle anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Sözünü dinleten okur, meramını anlatmanın da ötesinde, gazetesiyle daha bütünleşiyor; 'çorbada tuzum varsa ne mutlu bana' duygusuyla tatmin oluyor. Sözü eğer haklıysa ve ona kulak veriliyorsa sadakati artıyor.
Değişimin temel taşı şeffaflık ve hesap verme olduğu sürece bu bakışın doğruluğundan kuşku duymamak gerekir. Hesap verebilen gazeteler ve yayın kuruluşları daha haklı-meşru bir zaviyeden hesap sorarlar.
Geçen yıl içinde bu köşeye ulaşan tepki, eleştiri ve uyarılar yine genel gazete kimliği, duruşu ve yaklaşımında olduğu kadar, haberciliğin kök salmış ilkelerine dair kuşkularda odaklandı. Bu, eleştiren için de, merak edip nezaketle soran için de geçerli.
Yüzü hep değişime, yeniliğe dönük olan bir kitle gazetesinin okurlarını konuşuyoruz. Tek bir kaba sığmayan, farklılıkları temsil eden, toplumun her kesiminden insanlar bunlar. Genel olarak ortaya çıkan beklentilerini şöyle özetlemek mümkün: SABAH'ın bu hareketli, oynak, gergin, sarsıcı gündemde, kuruluş ilkelerine sadakatinden sapılmaması. Kutuplaşmayı körüklemeyen, toplumun her kesimine eşit ölçüde önyargısız bakabilen, sosyal fayları açmayan, her okurun kendi dünyasına ait sesleri, görüş ve tonları bulabildiği bir gazete. İstikrar kadar değişimi ve yenilikleri de savunan, haksızlıkları ilk zamanlarındaki gibi korkusuzca sergileyen, siyasetle yetinmeyip onun insana - bu gazetenin o harmanlanmış olan kitlesine - yansımalarını deşen bir gazete. Baş sayfasına siyasiler ve ünlüler kadar o insanların sesini ve dünyasını da alabilen bir gazete. Manşetlerinde dümdüz ama irkiltici-ayrımcı tavırdan uzak bir dili konuşan, en hassas haberlerde bile lafı dolandırmayan bir gazete. Ne gerçek haber değeri taşıyorsa üzerine giden, iktidar(lar)ı sorgulayabilen, 'bağımsız' bir gazete.
Belli başlı alt konularda okurların temennileri ve beklentileri yine aynı. Bu köşeye ulaşanların hatırı sayılır bir çoğunluğu bilgi, mantık ve dil hatalarından iyice arıtılmış haberler okumak istiyor. Yine önemli bir kesim okurdan gelen haklı eleştirilerde, haberlerde hakkaniyet ilkesi konusunda baştansavma davranılmaması isteniyor. Yani, özellikle ihtilaflarla, suiistimallerle ilgili birey veya kurumları anlatan haberler, hele hele yargıya yansımış olguları anlatanlar, mutlaka 'diğer tarafın' da görüşünü alarak verilmeli. Bazı rakipleri 'çamur at izi kalsın'a varan bir habercilikte ısrar ederken, SABAH'ın farklılığı ve titizliği hissedilmeli.
Bunun için de muhabirlerden çok hem servis yöneticilerine hem de sayfa editörlerine büyük görev düşüyor. Gelen haberlerdeki ilkesel eksikliklere titizlenildiği ölçüde okurda 'kalite memnuniyeti' artacak.
'Nefret söylemi'
algılaması da okurlarda bir rahatsızlık konusu. Bunu hem haberler hem de köşe yazılarında görenler var. Eleştiriler çoğu kez kullanılan dilin kabalığı, ölçüsüzlüğü, argo dozu ile ilgili. Sosyal grupları ve kimlikleri aşağılayıcı yaklaşım kadar kişileri 'karakter katli'ne varacak kadar 'vuran' bakış açıları da rahatsızlık konusu.
Bir başka konu, özel hayatın gizliliğine saygı. Haberle ilgisi olmayan, ona hiçbir yeni unsur katmayan, tersine odak saptıran özel hayat ayrıntıları, sadece onun öznesi olan kişileri değil, başka okurları da tedirgin ediyor. Bu, SABAH'ın gelenekçi okurları kadar yenilikçi okurları için de geçerli.
Çocukların kimliğinin korunması, intihar haberlerinde hassas olunması, bunlara tepki gösteren okurların 'gazeteci sorumluluğu' beklentileri olarak karşımıza çıkıyor.
İnternet sitesinde verilen haberler ve diğer benzer malzemelerde de ne yanıltılmak istiyor okur, ne de 'kandırılmışlık' duygusuna sürüklenmek. Peşpeşe tıklamayla verilen bol görselli 'dizi' haberlerin sunumla uyumlu olması isteniyor. TV'lere yansıyan kaba rekabetten, sırf rating uğruna açılan tuzaklardan uzak durulması bekleniyor.
Özetle, SABAH okurları özene bezene hazırlanmış, 'diri' ve ilkelerine sımsıkı bağlı bir gazete istiyor. Gelen tepkiler, bu yolda 'gönüllü düzeltmen'liğin aynı hızla 2012'de de devam edeceğini gösteriyor. Bu sağlıklı, 'dostane geri besleme'nin devam etmesi de bu köşenin dileği.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA