Beşiktaş'ın beraberlik golünü bulduğu dakikaya kadar piranhalar gibi Trabzonspor'u "didik didik" ettiğini söylememiz gerekir. Rakibine tek gol fırsatını verdiği 28. dakikaya kadar, İnönü Stadı'nda Beşiktaş'ın müthiş baskısı ve isteği vardı.
Bu sezonu "şampiyon" gibi oynayarak sürdüren bir mücadele abidesi olan Trabzonspor, ilk kez böylesine çaresiz ve yetersiz kalıyordu. En büyük silahları olan "rakibi baskı ile bozmak" klişesini bu kez Beşiktaş ele geçirmişti. Her topa, her pozisyona hakim oluyor ve sabırla topu yere indirerek iki kanadı özellikle de sol tarafı etkili kullanmanın peşindeydi siyahbeyazlılar. Maç, Trabzonspor defansı ve kalecisi ile Beşiktaş'ın fırsat bulma çabaları arasında gidip geliyordu.
Trabzonspor'un beklenmeyen görüntüsüne Ersun Yanal'ın da yapabileceği bir şey yoktu. Takımını bozmadan çıkmış, Yattara ve Umut'a bek kovalatmaya başlamıştı. Beklediği fırsatı bulup öne geçtikten sonra, yeniden yapılacak bir hata için takımını pusuya yatırdı. Bu kadar baskı yiyen bir takımın orta sahasının minimum top kaybı ile oynaması gerekiyordu. Fakat yeni ve tecrübesiz takımı tribün şokuyla baş edemiyor, elini ayağına dolaştırıyordu. Song'u bir kenara ayırırsak, diğer dokuz oyuncunun koordineli hareket edecek kabiliyeti kalmamış gibiydi.
DENİZLİ HIZLI DÜŞÜNDÜ
Mustafa Hoca'nın ilk yarıdaki bir fazla orta saha fikrinin doğru olduğunu sahadaki hakimiyet ile gördük. Kötü oynayan Yusuf ve Serdar'ı kenara alıp ikinci yarıda forvetleri Bobo ile ikilemesi ve Delgado riskini alması da doğru karardı. Çabuk düşünüp, yerinde müdahale ile hücum fikrinden bir anlık sapma bile yapmadı. Beraberlik golüne erken kavuşsalar, maçı da kazanacaklardı. Böylesine büyük eforu sarf eden her takım gibi nefeslerinin isyan ettiği anlarda eşitliğe kavuştular.
Sınırlı kadrosuna rağmen Trabzonspor'un saygı duyulacak performansını da alkışlamak gerekiyor. Onlara gereken en az "bir puan"dı. Üç'ün çevresinde dolaştılar, en az hata ile maçı sürdürmeye çalıştılar. Duran toptan gol yemeleri ise gecenin ironisiydi.
İki takımı da hak ettikleri yere koyarken, bir an bile susmayan Beşiktaş seyircisi ile mükemmele yakın yönetim gösteren hakem üçlüsünü de unutmamak gerekir. Lig'in daha uzun bir yolu var ve her an her şey olabilir.
