Cumartesi notları
Zaman zaman sıkışan tüm sistemlerde, demokrasinin iyi işleyen kurumları, çarpışan araçtaki bir hava yastığı gibi sanki. Eğer hava yastığınız iyi çalışıyorsa, çarpışmalarınızı az hasarla atlatırsınız. Eğer hava yastığınız çalışmazsa, fiziki zarar artar.
'Empati yapma duygusu', 'sahicilik', 'hakiki, ilkeli, sağduyulu uzlaşma gayreti', 'seçilmişlere saygı'; 'hukukun üstünlüğü' eğer bir 'hava yastığı olabilme' rolünü üstlenirse, çok daha güzel bir ülkede yaşayacağımızı düşünüyorum. Çok daha zengin, barış içinde, çok renkli bir ülkede.
***
Ama farklı noktadayız. Öz gücümüzün, zenginliklerimizin, güzelliklerimizin
yeterince farkında değiliz. Sanki hayatın tüm alanlarında, yaşadığımız süreçleri, perde gerileriyle birlikte, tam çözemediğimiz günlerdeyiz.
Makyavel'in (Niccolo Machiavelli 1469-1527) Hükümdar adlı kitabından alıntıladığım aşağıdaki sözleri, günümüzün 'farklı anlamalar' özeti:
"İnsanlar akıl bakımından üç çeşittirler.
Kendiliğinden anlayanlar.
Kendilerine açıklanan şeyleri anlayanlar.
Ne kendiliklerinden, ne de başkalarının aracılığıyla açıklananları anlayanlar."
Durmadan yeni gündemler yaratılan arenada, insan
anlayamamanın tutsağı.
***
Peyami Safa (1899-1961), döneminin etkin bir roman yazarı ve gazetecisiydi.
Safa, ilginç karakterini, katıldığı bir toplantıda; insanların isteğinin, hayallerinin, hayatlarında ne denli önemli olduğunu, "Kişinin isteği, şahsiyetini ortaya koyar" diyerek yansıtmış.
"Nasıl yani?" diye sorduklarında ise şu yanıtı vermiş:
"Ne istediğinizi söyleyin, ne olduğunuzu haber vereyim.
Bir darı tanesi mi istiyorsunuz? Siz bir serçesiniz.
Bir kuzu mu istiyorsunuz? Siz bir kurtsunuz.
Bir zafer mi istiyorsunuz? Siz bir kahramansınız."
***
Acaba, kimler; neden, ne zaman; kimlerden, ne istiyorlar?
Bu da çok önemli sanki; günümüzü daha iyi anlayabilmek için.