Osman bizim uşağumuzdur ama biraz delidur…
Belki birazdan da fazla…
İlkeylemi 'siyah kurdele'dir.
Anlamı, 'Radyomu istiyorum.'
Sene galiba 1993…
Başbakan Çiller'
di…
Bu deli uşak, Taksilerin antenlerine, insanların da yakasına siyah kurdele astırmayı başarmıştır.
Radyolar biraz da özgürlüklerini Osman Ataman'a borçludur yani.
Ha unutmadan, 1990'da Bab-ı Ali toplantılarını da başlatan adamdır Osman…

TRT'nin Brüksel ve Strazburg temsilciliğini yaptığı için işi bilir…
Think-thank olayını da Türkiye'ye ilk getiren kişidir…
Diyeceksiniz ki şimdi ne yapayi?
Aslında hukukçudur.
Gazetecilikte para bulamayınca işini değiştirdi…
Bizum uşak, Anadolu'yu diyar diyar geziyor, elektrikli arabalar için şarj istasyonları kuruyor.
Arada bir de kurtlarını böyle döküyor…

İşte bir örnek:
"Can Dündar!
Güzel numara.
Tam, on numara!
Bu kadar akıllı numarayı yapmak için senin gibi belgesel senaryocusu olmak şart.

Sen ki, büyük kurtarıcı Atatürk'e babanın küçük oğluymuş gibi 'Mustafa' diye seslenmiş, asker arkadaşı edasında hitap etmiş kişisin.
Bu belgeselden de, Beyaz Türkler'e yaptığın şirket belgesellerinden de güzel güzel geçinen bir cansın…
Yalı beslemeliğinden, yatlarda çapkınlığa geçtiğin zamanları unutturmak için bu kez halkı galeyana teşvik edecek şekilde bir rol biçerek sahneye çıktın.
O otel lobisinden yaptığın provokasyon ile hala dinmeyen, durmayan eylemlerin sorumlularındansın.
Bunu bilmen lazım…

Çık ortaya artık.
O gün numaradan aklıselim talebi yapıyordun.
Durdur şu yaptığını.
Dün Gazi'ye hakaret ettin diye sana sövenlerin bugünkü sahte kahramanısın.
Onlar için fark etmiyor.
On numarasınız."
Bu Osman bizim Osman.