Şimdi anladınız mı Aydın Doğan'ın PKK'yı niye kurtarıcı olarak gördüğünü?
Hürriyet'in GYY'si Sedat Ergin de 'cici çocuk' ilan ettikleri Selahattin Demirtaş'la birlikte, çizilen cam önünde poz verdi.
Sanki bebek okşadılar!
Sedat Ergin hiç utanmadı!
Yanındaki adam yüzlerce askerimizi, polisimizi ve sivili şehit eden katillerin desteklediği partinin eş başkanıydı…
Biri cam, diğerleri candı…
Hangisi önemliydi?
Cam mı can mı?
FETÖ sayesinde kirli işleri örtbas edilen Aydın Doğan şimdi köşeye sıkıştı…
Mağdur edebiyatıyla yargıdan kurtulmayı amaçlıyor.
***
Savcı
Aytekin Canikli, POAŞ meselesine el attı.
Bundan epey iş çıkacak!
Aydın Doğan bunun farkında.
İşi sulandırması bu yüzden.
İhaleyi kazandığı halde POAŞ'ı alamayan
Hayyam Garipoğlu ifade verdi.
Pandora'nın kutusu açıldı.
Aydın Doğan zor hesap verir.
Hürriyet'in
Erdoğan'a ve
AK Parti'ye her gün çakmasının arkasında bu korku var.
Doğan, Okyanus medyası ile birlikte algı çalışması yürütüyor.
1 Kasım'da AK Parti'yi bu şekilde oyun dışı bırakmak istiyor.
Ölümüne çalışıyorlar.
Peki, güçleri yeter mi?
O mümkün değil işte!
***
Savcı,
Doğan Medya Grubu ile ilgili
Başbakanlık Özelleştirme İdaresi'nden detaylı bilgi istedi.
POAŞ ihalesinde o dönem işlem yapanların ve talimat verenlerin kim olduğunu da sordu savcı.
Garipoğlu,
"POAŞ ihalesini ilk ben aldım.
Ancak Mesut Yılmaz POAŞ'ı Aydın Doğan'a verdi" dedi.
Doğan medya gücünü kullanarak servetini böyle büyüttü.
Sadettin Tantan'ı bakanlıktan aldırtan oydu.
Dinç Bilgin, Erol Aksoy ve
Cem Uzan'a saldıran da…
***
Hayyam Garipoğlu POAŞ için 1 milyar 160 milyon dolar teklif etmişti. Adam ihaleyi kazandı.
Ama POAŞ'ı alamadı.
Dönemin Başbakanı
Mesut Yılmaz'ın yeğeni
Mehmet Kutman, "Kim kazanırsa kazansın mal bizim" demişti.
Nitekim öyle de oldu.
Garipoğlu idari yargıya gitti.
Ama bundan sonra başına gelmeyen kalmadı.
Nesim Malki cinayetiyle ilişkilendirildi.
Garipoğlu soyadı akıllara kötü şeyler getiriyor olabilir.
Ama bu başka bir şey…
***
Başsavcılık, 28 Şubat'ın sivil ayağını da soruşturuyor.
TOBB'dan, dönemin TÜRK-İŞ, DİSK, TİSK, TOBB, TESK başkanları ile
Aydın Doğan, Erol Aksoy ve eski Doğan Holding yöneticisi
Mehmet Ali Yalçındağ'ın o yıllardaki şirketlerini de sordu.
Savcı Yeni Şafak gazetesinin sahipleri
Ahmet ve
Nuri Albayrak'ı dinleyecek.
Aydın Doğan'ın kendilerine,
"Refah-Yol Hükümeti'ni ben yıktım" diye beyanda bulunup bulunmadığını soracak…
Albayraklar yalan konuşmaz.
Yani Doğan için deniz bitti.
Memleket sorunu haline gelen bu adamla ilgili işlemler 1 Kasım sonrası hız kazanacaktır.
Hakkımızda ne kadar dava açarsa açsın adamın peşini bırakmayacağız.