Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Güle güle koca Trakyalı melekler yoldaşın olsun

Bugün Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'aday mısınız' sorusuyla nasıl lataris* ettiğini yazacaktım.
Yine bugün CHP'nin gizli gizli 'Güneş Motel' örneği bir skandala imza atışını irdeleyecektim.
Belli ki Kılıçdaroğlu, Akşener'le birlikte Cumhurbaşkanlığı seçimine tuzak kuruyor.
'Haziran iyi geçecek' diyen Kemal'in aslında 'vedaya' hazırlanışını anlatacaktım…
Bu kadar mı?
Değil tabii..
Bi de FETÖ ile PKK'nın futbol üzerinden seçimi engelleme çabaları var.
Alçaklar tıpkı Fenerbahçe-Beşiktaş maçı gibi seçimi yarım bıraktırmaya çalışıyor.
ABD gavurunun erken seçimle ilgili aptalca laflarını da boş geçmeyecektim elbet…
Ama kahpe felek buna izin vermedi.
Mecburen bugünkü yazımı geçen hafta kaybettiğimiz SABAH Yurt Haberler Müdürü; benimde kıymetlim Aydın Şentürk'e ayırdım.
Umre'de zatürre oldum.
Eğer doktorum izin verseydi onu son yolculuğuna uğurlayanlar arasında ben de olacaktım.
20 yıl önce başladı film.
Dünya tatlısı anam sağdı o zamanlar.
Ne güzeldir insanın bir anası olması.
Hele birlikte büyümesi.
Ne demek istediğimi anası olmayanlar anlar.
İşsizdim o zamanlar.
Televizyon yöneticiliğinden yeni ayrılmıştım.
Zirvedeyken hem de.
Siyasi programlarıma ilgi büyüktü.
Çarpıcı yorumlarıma da.
Patronun prensiplerime aykırı bir önerisi yüzünden bıraktım işi.
Orhan babanın 'bir teselli ver' parçasını bir yıl çalıp durdum.
Çünkü işsizdim.
Çocuklar okuyordu…
Evim de kiraydı.
1 kuruş param yoktu!
Üstelik haber yüzünden açılan tazminat davasını da kaybetmiştim.
Avukat 'para, para' diye tutturmuştu.
Tek olsam neyse…
Benimle birlikte işi bırakanların yükü de sırtımda.
Maaş alacağımız çok.…
Ama ödeyen yok ki.
Kısacası susuz kalmış çöl gibiydim…
Halimi ise soran yoktu.

***

Sıkıntılarla geçen koca bir seneydi.
Eve ekmek getirememenin ızdırabı büyüktü.
Evde ekmek yoktu, ekmek.
Moralmen dipteydim.
Anacığımın gönderdiği süt, yoğurt ve üç kuruşla idare ediyorduk.
İş bulmam şarttı!
Ama nasıl?
Derken;
Cem Uzan'ın gazete kuracağını öğrendim.
Karadeniz Bölgesi için adam arıyorlardı.
İlk teklif Uzan'dan geldi.
Uçuyorum sevinçten.
Eve ekmek alabileceğim artık.
Derken; ikinci teklif Erol Aksoy'un Show'undan geldi.
Sevincimiz büyüktü.
Acun Ilıcalı'nın 'Televoleli' günleri.
Hey gidi günler hey…
Evcek nasıl sevinçliyiz bilseniz.
Hele anam, hele o…
Fistuğumun ilk lafı;
'Ne kadar maaş alacasun?' oldu.
"550 milyon" dediğimde anacığım ellerini havaya açıp ıslak gözleriyle hem dua ediyor, hem de ağlıyordu.
'Çok şükür' dedi.
İneklerine ot alma sözünü o zaman verdim işte.
Az sütünü, yağını yememiştik hayvanların.
İki gün sonra da SABAH'tan teklif aldım.
Körün istediği bir gözdü.
'Allah verdikçe veriyor' demiştim neşeyle.
O zaman tanıdım güzel yürekli Trakyalı kızanı.
Sıcakkanlıydı.
Hemen kaynaştık.
İkna etmişti beni.
Star ve Show'un önerdiği maaşın dörtte birine SABAH'a geçtim.
Anam ne kızmıştı ama...
O çalışacağım gazetenin adına değil alacağım paraya bakıyordu.
'SABAH kalıcı diğerleri gidici' diyerek güçlükle ikna etmiştim onu.
Güneşli'deki binamız muhteşemdi.
Değeri yüz milyon dolar olan o bina sonra çok ucuza satıldı maalesef.
Sabah çalışanları güzel bir ekipti.
Birbirimize bağlıydık.
Rakiplere çok nal toplattık.
Aydın haberin kokusunu aldı mı bir daha peşini bırakmazdı.
Onun için 'imkansız' diye bir şey yoktu yani.

***

90'lı yıllar…
SABAH aynen şimdiki gibi önemli ve etkin bir gazete.
Güneşli'deki binası ile de dillere destan.
Bir yanda ATV, diğer yanda SABAH var…
Gazete patronlarının banka sahibi olmasıyla birlikte kabusumuz başladı.
Aydın Doğan SABAH'ı batırmak için uğraşıyordu.
Aylarca maaş alamadık.
Anacığım duysa kıyameti koparmıştı.
İçi boşaltılan bankalar yüzünden milletin 400 milyar doları çalınmıştı.
Medyanın güçlü olduğu senelerdi.
Neyse...
Yenilikleriyle de örnekti SABAH.
Mesela dijital fotoğrafı ilk kullanan oydu.
Renkli telefaksı da ilk orada gördük…
Aydın Şentürk'ün 'abi hadi sigaraya' dediği anlar gözümden gitmez hiç.
Çayımızı yudumlarken bile haber konuşurduk.
Geçen yıl aniden hastalandı Aydın kardeşim.
Meğer kanser belası yapışmıştı yakasına.
Yavaş yavaş yiyordu beynini ve bedenini…
Her ölüm vakitsizdir.
Ama Aydın'ın ölümü çok erken oldu be!
Güle güle güzel insan…
Güle güle koca Trakyalı…
Güle güle duygusal devrimci…
Güle güle aksaçlım.
Güle güle aydın yüzlü uşak.
Güle güle Kocahıdırlılı…
Melekler yoldaşın olsun.
Lataris: Çırpınma.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA