Görünen o ki, şampiyonluk yarışında futbol ilahları F.Bahçe'nin yanında. G.Saray geçen hafta uzatmalarda iki puan kaybediyor, F.Bahçe ise dün gece 93'te maçı alıp evine dönüyor. İşte futbol bundan dolayı dünyanın en popüler sporu. 90'ın üzerindeki iki dakika şampiyonlukları, 100. yıl onurlarını belki de alıp başka taraflara götürüyor. "Topun canı var" diyenlere yüzde yüz katılıyorum.
Maça baktığımızda F.Bahçe özellikle ilk yarıda Alex'i aradı. Çok top kaybetti, hücumda organize olamadı. Ama ikinci yarı daha iyi olan F.Bahçe önemli pozisyonlar buldu. Nobre'nin yıpratıcılığı, Anelka'nın ceza alanına yakın yerlerde topu her ayağına alışında önemli pozisyonlar yaratması, ikinci yarıda F.Bahçe'nin etkinliğini arttırdı. Direkten dönen toplar girmedi, Nobre ve Serhat'ın bomboş kafaları gol olmadı ama dün gece yine bir Luciano klasiği yaşadık. 13 korner atan F.Bahçe, sonuncusunda Luciano'nun süper kafasıyla üç puanı aldı.

Sakaryalılar golü hissetti
Belki de bu son korner öncesi Sakarya defansı adeta golü hissetti. Sakaryasporlu bir futbolcu, takım arkadaşına 'Gel Luciano'yu önlü arkalı marke edelim' dedi ama Brezilyalı buna rağmen çok iyi yükselip kafayı vurdu.
F.Bahçe için çok önemli bir galibiyet alındı. Şampiyonluk yarışında bu tür galibiyetlere çok ama çok ihtiyaç var. Üstelik Alex'siz oynarken ve yine üstelik Sakarya gibi oynadığı futbolla bulunduğu yer farklı olan bir takıma karşı kazanmak çok önemli. Daum aslında 75. dakikada yine klasik hatalarından birini yaptı. Kaybetseydi yerden yere vurulacaktı. Kemal'i çıkarttı, Hooijdonk'u aldı. Bu dakikadan sonra Sakarya daha fazla çıkmaya, daha fazla pozisyon bulmaya başlamıştı ki, futbolun ilahları ile Luciano'nun kafası, Daum'u ve F.Bahçe'yi kurtardı.
Hakem İsmet Arzuman oyun genelinde iyiydi. En önemli hatası ilk yarıda Sakarya'nın çok önemli bir atağını avantaj uygulamayarak kesmesi oldu. Ancak bu pozisyon dışında böylesine stresli ve zor bir maç için başarılıydı.